Y/N: ÇOOOOOOOK CANIM SIKILIYOOOOOOR!!
Kaç gündür bedenine hakim değildin. Tek yaptığın önündeki o tipsiz kadınla sohbet etmek, olayları izlemek, uyumak ya da o iğrenç dumanlara bakmaktı. Lady Bone Demon da bunu fark etmiş olacak ki bugün yanına geldi.
Lady Bone Demon: Sıkılmakta haklısın tatlım. Hmmm...
Gerçekten bunu düşünüyor olamazdı değil mi?
Sadece vücudunu geri istiyordun böylece arkadaşlarınla tekrar normal hayatına kavusabilirdin.
"P€k& ¥@ M@¢@q#€?"
Bir anda Lady Bone Demon'un aklına bir şey geldi ve yüzünde $oğ#k bir gülümsemeyle sana döndü.
Bu kadının gülümsemesini hiç sevmemiştin.
Ve hala da sevmiyordun.
Lady Bone Demon: Hiç bir Savaşçının hikayesini duymuş muydun?
Sen ona garip bir şekilde baktın.
Bu kadın ne işler ceviriyordu böyle?
Y/N: Eve-
Lady Bone Demon: Macaque'ınki değil.
Sen buna şaşırdın.
Eğer Macaque değilse o zaman kimdi?
Lady Bone Demon: İzin ver sana göstereyim.
Lady Bone Demon senin elini tuttu ve çevreniz değişti. Siyah bir boşlukta değil, bir ormandayız.
Ayrıca zincirlerin de gitmişti.
Y/N: Burası neresi?! Zincirler nereye gitti?!
Lady Bone Demon senin bu haline güler.
Lady Bone Demon: Merak etme, senin anilarindayiz.
Y/N: Anılarım mi?
Lady Bone Demon başını onaylarcasına sallar.
Lady Bone Demon: Evet. Bunlar senin kayıp anıların.
Y/N: Benim ne?!
Senin kafan karışmıştı. Kayıp anılar derken ne demek istemişti bu kadın?
Lady Bone Demon: Aslında senin doğduğun an. Bunu hatırlamıyorsun değil mi?
Sen inkar etmek istedin.
Ama senin zihnini okuyabildikten sonra bunun ne anlamı vardı ki?
Sen sessizliğini korudun ve Lady Bone Demon tatmin olmuş bir şekilde gülümsedi.
Lady Bone Demon: Peki öyleyse. Şuraya bak.
Onun gösterdiği yere bakarsın ve dehşete düşersin.
Macaque yerde kanlar içinde yatıyordu.
Y/N: M-Macaque?!
Lady Bone Demon: Merak etme. Bu sadece geçmiş.
Sen bir anda okuduğun kitapta onun Monkey King tarafından öldürüldüğünü hatırladın.
Macaque'a bunu sorduğunda ona hiç cevap vermemişti.
Ama şimdi bunun gerçek olduğunu görebiliyordun.
Y/N: (Sertçe) Onun ölümü ile benim doğumum arasında nasıl bir ilişki var peki?
Lady Bone Demon senin bu haline kıkırdadı.
Lady Bone Demon: Şimdi göreceksin tatlım.
Lady Bone Demon senin elini tuttu ve başka bir anıya geçtiniz.
Bu sefer etrafta beyaz dumanlar ve mavi ruhlar vardı. Sen elini onun elinden cektin ve önündeki manzaraya baktın.
Lady Bone Demon ve Macaque bir şeyler konuşuyorlardı.
Macaque'in sağ kaşında bir çizik vardı ve sağ gözü kördü.
Ama bunu onda hiç görmemiştin.
Lady Bone Demon: Macaque öldükten sonra onunla iletişime geçtim. Bu yüzden şu an hayatta.
Senin kafan karışmıştı. Bu kadın hiç yardımsever bir kadına benzemiyordu.
Zaten öyle de değildi.
Tam ağzını açacakken bir anda Macaque'ın Lady Bone Demon'a fenerini verdiğini gördün.
Bunu niye yapıyordu ki?
Geçmişteki Lady Bone Demon feneri aldı ve onun gücünü kullanarak Macaque'in gölgesini fenerin içine hapsetti. Ardından Lady Bone Demon güçlerini fenere aktardı ve fener patladı.
Dumanlar dağıldıktan sonra gördüklerin karşısında şok oldun.
Havada küçük maymun bir kız bebek Macaque'in kucağına indi.
Bebek maymunun siyah bir kürkü vardı ama saçlarının yan kısmında beyazlık vardı. Bebek dik yakalı bir qixiong ruqun giymişti . Rukun, iki mavi kemik şeklindeki düğmeyle sağdaki mavi kesimli yakayı sabitleyen beyaz bir üst ve uzun, akıcı siyah bir etekten oluşuyordu. Ve ayrıca kafasında mor ve siyah renklerinde kemik şeklinde bir toka vardı. Sol gözü altın, sağ gözü ise mavi renkteydi. Ve gözünün üzerinde kırmızı bir işaret vardı. Sevimli bebek sesleriyle Macaque'in yanaklarını tutuyordu. Macaque da ona sevgiyle gülümsedi ve burnunu onun burnuna sürttü.
Macaque: Dünyaya hoş geldin Y/N.
Sen bu sözler karşısında şok oldun.
Y/N: Ne yani... Macaque benim... babam mı?!
Lady Bone Demon başını salladı.
Lady Bone Demon: Yani evet. Sen teknik olarak onun bir gölgesisin. Ama evet öyle de diyebilirsin.
Bu seni tamamen şok etti.
Madem o senin babandi, o zaman niye seni terk etmişti?
Lady Bone Demon: Şu an kafanda soruların dolu olduğunu biliyorum. Niye seni terk ettiğini düşünüyorsun değil mi?
Sen bir cevap vermek vermedin. Onun dediği hiçbir şeyi duymak istemiyordun. Ama Lady Bone Demon gülümsemesini bozmadı ve o soğuk elleriyle çeneni tutup senin yüzünü kendisine doğru çevirdi. Bu senin tüylerini ürpertti.
Lady Bone Demon: Seni neden terk ettiğine gelince... Belki yanlış bir şeyi yaptığını düşündüğü içindir. (Kulağına eğilir ve fısıltısı senin kanını dondurur) Belki de yanlış kişiyi seçmiştir.
"Yanlış halefi seçti."
Gerçekten öyle miydi? O yanlış kişi miydi?
Bu yüzden mi Macaque onunla yeterince ilgilenmedi?
Bu yüzden mi onu terk etti?
Lady Bone Demon parmağını şıklattı ve tekrar o zihnine geri döndünüz.
Yine zincirliydin.
Ama hiç şikayet edecek veya zincirlerden kurtulmaya çalışmadın.
Gördüklerinden sonra tüm enerjin sönmüştü. Bacaklarını toplayıp onmara sarıldın ve yüzünü sarılmış bacaklarına gömdün.
Lady Bone Demon senin bu halini fazla umursamadı ve bedeninin kontrolüne geri döndü.
Hunstman: Kraliçem.
Hunstman gölgelerin arasından çıkıyor.
Spider Queen: Peki aldın mı?
Aynayı Spider Queen'e hediye ediyor.
Hunstman: Canavarı Gösteren Ayna.
Huntsman aynaya Syntax'i rahatsız eden bir sırıtışla karşılık veriyor. Aynaya baktığında bir an için Y/N'yi (LBD) iskelet bir kadın olarak görüyor, ancak ona tekrar baktığında normal bur genç kız olduğunu görüyor.
Y/N (LBD): Yapabilir miyim?
Y/N (LBD) aynayı alır ve Trigram Ocağına atar.
YOU ARE READING
Monkie Kid Bir Savaşçının Hikayesi
FanfictionBu ilk Y/N'li kitabimdir. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. (Çizim bir arkadaşıma aittir)