Monkie Kid Bir Savaşçının Hikayesi

İmkansız Teslimat

Siz Macaque ile antrenman yapıyordunuz. Sen asanla Macaque'a saldırıyordun Macaque da kaçıyordu. Sonunda senin üstüne atlayacakken sen asanla buna engel oldun ana Macaque asanın üstünde kaldı.

Y/N: Sen buna eğitim seansı mı diyorsun? Zar zor ter döktüm.

Macaque: Savaş kibirli olunacak bir yer değildir, alçakgönüllü kalmalısın.

Macaque asanın üstünden atlar ve sen ona tekrar saldırıya geçersin.

Y/N: Bunu sen mi diyorsun?

Macaque'a saldırırsin ve onu duvara sıkıştırırsın.

Y/N: Hah, şimdi kim alçakgönüllü olmak zorunda?

Sen tam Macaque'a son homleyi yapacakken Macaque sırıtır ve ayağıyla hamleni engeller.

Macaque: Hımm. Hala sen.

Macaque, senin asasını silahlara doğru fırlatır. Sen tam adaya bajacakken Macaque karnına bir yumruk atar ve seni asanın yanına silahların olduğu yere gönderir. Ardından yeni gelir ve kendi asasını senin kafana dayar, gururla gülümsüyordu.

Macaque: Tamam ders başlıyor, nasıl kazandım?

Y/N: Ah, beni hazırlıksız yakalayıp silahlara mı fırlattın?

Macaque: Evet ama neden dikkatin dağıldı?

Y/N: ÇÜNKÜ ASAMA SEN VURDUN VE DİKKATİM DAĞILDI!

Macaque sakinleştirmek için senin saçını okşar.

Macaque: Hayır, hayır, hayır, hayır, hayır, hayır. Kendimi senin beni istediğin yere koyarak seni istediğim yere getirdim, buna yanlış yönlendirme denir.

Sen ayağa kalkarsın.

Y/N: Karanlık bir derse benziyor.

Macaque: Çok erken dostum.

Y/N: Ah, asla senin kadar iyi olamayacağım!

Kendine yere atarsın ve Macaque yanına grlir

Macaque: Bu tavırla değil. Ders bitti!

Y/N: Gerçekten mi? (Rahatlamış bir şekilde iç çekersin) İyi...

Macaque: Bu antrenmanı sevmedin mi?

Y/N: Hayır hayır sevdim! Sadece...

Kabusunda gördüğün Macaque'in bir vizyonunu görürsün. Bu senin tüylerini diken diken eder ama belli etmezsin.

Y/N: Sadece bu antrenman beni yordu. Ve ayrıca dükkana gitmem gerekiyor. Pigsy beni bekler. Hadi byy!

Sen hızlıca dojodan ayrılırsin. Macaque bunu garipser ama şimdilik kafaya takmaz, omuz silker ve dojoyu toparlamaya başlar.

**Dükkanda**

Pigsy : Hey, MK ve Y/N. Neden henüz teslim edilmemiş iki yüz erişte siparişim olduğunu bana açıklayabilir misin?

MK: (Kıkırdar.) Ben, Y/N'nin bunu yapacağını sanıyordum...

Y/N: Ben de Bay Tang'in dağıtacağını sanıyordum. (Gergince güler.)

Pigsy: Dikkatiniz dağılıyor. Bu sizin en büyük zayıflığınız, Y/N ve MK. Elinizdeki görevi takip etmeniz gerekir. Anladınız mı?

Arkasına döndüğünde ikiniz de telefonlarınıza bakıyordunuz.

Y/N: Evet evet...

MK : Ha?

Pigsy sana ve MK'ye bir kaşık atar.