Kardeşlik

46 3 5
                                    

Sizler kendinizi yeni bir yerde buldunuz.

MK: Azure? Monkey King nerede?

Azure sadece Hatıra Parşömeni'ni tutuyor.

Mei: Açıkla kendini Azure!

MK: Sen ne-

Y/N: Azure bize yalan söylüyor MK.

Sandy: Hımm, belki de Bay Aslana açıklama şansı vermeliyiz.

Her ne kadar arkadaşınız yumuşak yolu seçse de bunu kabul etmediniz.

Tang: Ben ve Y/N gördük! Burada. Burası neresi olursa olsun. O! Monkey King'i devirmek için komplo kuruyor. En başından beri planı buydu; Monkey King'i o parşömenin içine hapsetmek ve uğursuz, muhtemelen kötü bir şey yapmak.

Azure Başını çevirmeden önce şaşkınlıkla Tang'a bakar.

Azure: Hmm.

Bu arkadaşın Mei'nin sinirini daha da bozmuştu.

Mei: Gördün mü?! Aslında bunu itiraf ediyor! Ve yeni kılıcımı seninkinden esinlenerek tasarladığımı düşününce ! Brüt!

Azure: Amacım sizi kandırmak değildi ama anlamayacağınızı biliyordum. Bazen izin istemek yerine af dilemek daha kolaydır.

Sen kafa karışıklığıyla aslana bakarken Mei kaşlarını çattı.

Mei: Ah, tamam. O halde umarım bunun için izin istemediğim için üzülmezsin!

Mei sana döner ve ikiniz de başını sallarsiniz. Sen yukarı atlarken Mei kılıcı önünde ileri atılır. Azure uzaklaşıp dönerek parşömenden bir mürekkep yağmuru saçar. Mei sıçrar ve senin bileğinden tutup seni Azure'a atar ve asanı bir açıklıktan indirirsim ama parşömenden bir el uzanır ve parıldayan bir el ortaya çıkar. bir ışık parlaması patlar ve darbenin bir çift altın kanat tarafından engellendiğini görürsün.

Peng: Selamlar küçük kız.

Kanadını açarak seni Mei'nin üzerine fırlatır ve ikiniz de sütuna carparsiniz.

MK: Abla!

Azure: Bekle.

Tang: Mei!

Monkie Kidlerin geri kalanı üzerlerine atlar ama Sandy, onlara doğru gelen başka bir silahı görünce Tang'ı yoldan çeker. Sandy onu durdurmaya çalışırken Pigsy yere düşer ama dev bir fil tarafından mağlup edilir. Sen yukarı baktığında Tang'in de tutsak alan Peng'in sana işaret ettiği ji'yi görürsün.

MK: Hayır! Lütfen Azure.

Maymun formu titrerken kardeşin acıyla kafasını tutar.

Y/N: MK!

Sen sinirle kuşa hirlarken maymun formuna geçersin. Ama bu Peng'in umrunda değildi.

Peng: Eğer Büyük Keşiş Tang Sanzang değilse. Bu anı ne kadar özlediğimi tahmin edemezsin .

Azure: Peng, dur! Bu adam düşündüğün kişi değil.

Peng gülüp kanatlarını kaldırır. Bu senin sinirini bozmuştu.

Peng: Yeterince uzun sürdü kardeşim. Sanki 1000 yıldır o lanetli şeyin içinde sıkışıp kalmışım gibi hissediyorum.

İki kardeş Azure'a giderken sen onları gözlemledin.

Yellowtusk: Ne kadar oldu?

Azure: Ah, bilmiyorum, doğruyu söylemek gerekirse. Yellowtusk, getir onu eski dostum.

Yellowtusk kardeşine sarılırken onu kaldırır ve kıkırdarlar.

Yellowtusk: Azure.

Sarılma bittikten sonra Azure o gülümsemesiyle sen ve ekibe döndü.

Monkie Kid Bir Savaşçının HikayesiWhere stories live. Discover now