3.5

58 11 0
                                    

🌧️🌧️🌧️

Yalvarırım tanrım. Yalvarıyorum ona bir şey olmasın. Beni al,ama onu benden alma. Yıllar sonra sana ilk defa yalvarıyorum tanrım.

Geç kalınan fark edişler,söylenemeyen itiraflar,istenmeyen vedalar.

Durmadım. Kırmızı ışıkta bile durmadan arabayı hastaneye sürüyordum. İçimdeki kaybetme korkusu her şeyden daha fazlaydı. Onu kaybetmekten çok korkuyordum. O benim
kan gölümdeki berrak olan tek şeydi. O da giderse karanlığa hüküm yiyecek ve kan gölünün ortasında boğularak yok olacaktım.

Önümdeki araçlara makas atarak korna basan onlarca aracı umursamadan son hız ilerlemeye devam ettim. Kısa bir süre sonra hastaneye vardığımda koşarak Çağlar'la beraber geldiğimiz günki odaya gittim. Bomboştu,oda bomboştu. Beyazlar içindeki kız yoktu.

Odadan çıkarak koridordaki hemşireyi durdurdum. "Burada kalan hasta nerede şu an?"

"Üst kattaki yoğun bakıma alındı." Merdivenleri ikişerli atlayarak üst kata çıktım. Yoğun bakım ünitesi yazısına doğru ilerledim. Kırmızı harflerle yazılmış girilmez yazısını umursamadan içeriye girdim.

Onlarca bitkin beden vardı. Benim gözlerim onu arıyordu.

Beyazlar içinde uzanan gece saçlı kız.
Onu tanımamak imkansızdı.

Sağ gözümden yaş aktı. Ona koşmak,sarılmak isterken dizlerimin tutmadığını hissettim.

Üzerinde beyaz bir örtü vardı. Sadece maskeli yüzü gözüküyordu. Bir melek gibi uyuyordu. Yanında doktor ve hemşire vardı. "Beyefendi ne yapıyorsunuz? Çıkar mısınız lütfen dışarı. Buraya giremezsiniz." Beni uyaran hemşirenin dediklerini umursamadan parmağımla onu gösterdim.

"O iyi mi? İyi olacak mı? Yaşıyor değil mi?" Olumlu bir cevap vermesi için yalvararak hemşireye baktım.

"Doktorlarımız gerekli müdaheleyi yapıyor. Dışarı çıkarsanız eğer birazdan durumu hakkında gereken bilgilendirmeyi yapacağız." Gidemezdim. Ben hep gitmiştim. Onu hep yalnız bırakmıştım. Bu sefer gidemezdim.

Onu teker teker tüm yaralarından öpmek istiyordum. Sarıp sarmalamak her şeyden korumak istiyordum.

"Kalsam olmaz mı? Sadece burada durup  onu izlesem olmaz mı?" Olumsuz anlamda kafasını salladı. "Maalesef. Normal odaya alındığı zaman görebilirsiniz."

"Beyefendi başınız kanıyor. Lütfen dışarı çıkın ve size pansuman yapalım." Gitmek istemiyorum. Seni tek başına burada bırakmak istemiyorum.

Kadın çıkmayacağımı anlamış olmalı ki bir teklif sundu. "Dışarı çıkarsanız müdahale bittikten sonra sizi görüştüreceğim." Şüpheli şekilde suratına baktım. "Söz veriyorum." dedi. Yaralar ve yağmura baktım. Hala gözleri kapalıydı. Ne zaman uyanacaktı? Ne zaman sarılabilecektim ona? Gözlerim hala ondayken hemşireyle beraber yoğun bakımdan çıktık.

Geri dön. Ne olur bana geri dön. Yalvarırım benim için bana geri dön. Yeniden bana dön.

———

"Başınıza birden çok kez darbe almışsınız. Beyin kanaması geçirme riskine karşı tomografi çektirmeniz gerekiyor. Koridordan sağa dönünce tıbbi sekreterden randevu alabilirsiniz. Birde yaranız için merhem yazdım, eczaneden alabilirsiniz." Elimi uzattığı reçeteyi alıp buruşturarak cebime koydum.

Yaklaşık olarak yarım saattir başıma pansuman yapmışlardı, yara bandı yapıştırmıştı. Görünen yaraları kapatmak kolaydı görünmez yaraların aksine.

BEN SANA VEDA EDEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin