🌧🌧🌧
Uzay baykut:
1 ocak 2022.
"Yedi,altı,beş,dört." Koltuğa yaslanmış bir şekilde tavanı seyrediyordum.
"Üç, iki, bir." Şampanyanın patlama sesini kulaklarımda işittiğimde bakışlarımı çığlık çığlığa bağırarak yeni yılı kutlayan kalabalığa çevirdim.
"Uzay gel şuraya. Uzakta öğretmen gibi başımızda dikilme." Çağlar'ın daveti karşısında ayağa kalkarak yanlarına doğru ilerledim.
Her sene yılbaşı içimizden birinin evinde kutlanırdı. Bu sene Deniz'in evindeydik. Gömleğini çıkarmış bir şekilde şampanyayı patlatan Deniz'in yüzünde büyük bir gülümseme vardı.
Sıçrayan şampanya gömleğimin bilek kısımlarına geldiğinde elimin tersiyle sildim.
Masaya dizilmiş kadehlerin içine Deniz,şampanyanın yarısını yere dökerek doldurdu. Herkes bir kadeh alarak içmeye başladığında sona kalan kadehi aldım ve tek yudumda tüm şampanyanın dudaklarımdan içeriye girmesine izin verdim.
Elimin tersiyle dudağımdaki ıslaklığı sildikten sonra kadehi masaya geri bıraktım. Partide en az yüz kişi vardı. Deniz'in evi büyük olduğu için kolaylıkla sığmışlardı.
Çok gürültülüydü. Son ses müzik sesi,çılgınlar gibi yarı çıplak halde dans eden insanlar,tüm evi saran şampanya kokusu.
Eskiden çok normal bir şekilde karşıladığım şeyler bu defa ilk kez tuhafıma gitmişti. Normal dışı gelmişti.
Etraf çok gürültülüydü. İçim ise bir o kadar sessiz.
Fizik kurallarına göre yüksek sesin kısık sesi bastırması gerekirken içimdeki sesin gücü müzik sesini bastırmaya yetiyordu.
Ninni,ağıt,piyano.. değildi.
Hafif gözlerim karardı. Tek yudumda içtiğim için şampanya kafa yapmaya başlamıştı.
Kalabalığın arasından sıyrılarak kendimi dışarıya attım. Hava soğuktu,kar atıştırıyordu. Sırtımı neredeyse buz tutmuş duvara yaslayarak cebimdeki sigara paketini çıkardım.
Sigara öldürür.
Paketinde bile bizi ölüme sürüklediği yazan şeyi satın alıp günde beş vakit kullanacak kadar aptal insanlarız biz.
Sigarayı dudaklarıma yerleştirmeden önce parmaklarımın arasında döndürdüm. Zehir ve panzehir.
Dudaklarımın arasına yerleştirdikten sonra cebimdeki çakmağı çıkararak iki deneme sonrası sigarayı yaktım. İçime çektim,dumanı üfledim.
"Bu derece önemli ne var yılbaşında bile efkarlanacak kadar?" Sağ tarafıma baktığımda montunun içine gömülmüş Nehir'i gördüm. Diğerlerinin aksine abartılı kıyafetler giymemiş ve makyaj yapmamıştı. Şampanya içip deliler gibi dans ettiğini de görmemiştim.
"Biri var." dedim.
"Biri vardı." Derin bir nefes aldım,sustum.
Duvara yaslanıp gülerken "Sever gibi yapıp kandırdı mı?" diye konuştu.
"Bıraktı beni. Unuttu belki de." Nefret edilmek,aşağılanmak hatta sevilmemek bile koymazdı ama unutulmak öyle bir koyardı ki unutulan kişinin kalbinin ortasına mührünü.
Unutulmak çok ağır bir duyguydu. Düşüncesi dahi rahatsız ediciydi.
"Tuana olmadığına eminim." dedi. Gözlem yeteneği gelişmiş birisiydi. "Kim olduğunu da sormayacağım."
"Tanımazsın zaten." diyerek karşılık verdim. Sigarayı yere atarak ayağımın ucuyla söndürdüm. "Gerçi bende tanımıyorum ama."
"Ama yine de çok değişik hissettiriyor. Hem huzur verici hem de rahatsız edici bir his." Burda neden Çağlar'ın kız arkadaşına bunları anlattığım hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"Aşk." dedi.
"Aşk." diye tekrarladım kendi kendime.
O yıllarca bana aşık olarak mı devam etmişti yaşamına? İmkansızdı.
"Aşık olmuşsun sen." Hareket ederek ona doğru döndüm. "Olmadım." diye yanıtladım onu. Yüzünü,sesini bilmediğim birine aşık olamazdım,olmamalıydım.
"Tamam olmadın." diyerek onayladı beni. Fakat buna inanmadığı bakışlarından belli oluyordu.
Duvara geri yaslandım. "Sadece bilmiyorum." Sustum,cebimden sigara paketini çıkardım. Kendime bir dal çıkarırken Nehir'de bir dal kendine aldı. "Kullanıyor muydun?" diye sorduğumda sigarasının ucunu yakarken "Bazen." diye yanıtladı.
"Bir arkadaşım var." Nefesimi soğuk havaya üfledim. "Birisi varmış. Beş senedir ona aşıkmış. Arkadaşımın haberi yok ama. Bir gün arkadaşıma yazmış. Arkadaşım başta inanmamış fakat ilerleyen günlerde gerçekten ona aşık olduğuna inanmaya başlamış. Kendisini arkadaşıma alıştırmış. Sonra aniden bir gün yazmayı kesmiş. Arkadaşım tek başına birdenbire kalakalmış öyle."
Gözlerimi kapatarak soğuğu tüm hücrelerimde hissettim. "Yazan kişinin adresi varmış arkadaşımda ama arkadaşım rahatsız etmek istemediği için onu bulmaya çalışmıyormuş."
Cevap vermedi. Bir şeyler demesini beklerken birden kapıya doğru yürümeye başladı. Birden durdu,bana doğru döndü. "Arkadaşına söyle." dedi.
"Hayat kısa,senin veya onun yarına çıkıp çıkamayacağı bile belli değil. Sonralarda pişmanlıktan kendini yiyip bitirmemek için acele etsin ve hemen bulsun onu." Gözlerime baktıktan sonra "arkadaşın." diye ekledi.
"Söylerim." dedim. "Akadaşıma." Arkasını dönerek partiye geri döndü.
İkinci sigara izmaritini ayağımla ezerken kendime söz verdim. Bulacağım seni,sen kapına dayandığımda beni kovsan bile ben yine de seni bulacağım. Ve o beş yılın cezasını ödeyeceğim.
Seni göremememin cezasını,senin beni kendinden daha çok sevmene neden olmanın cezasını ve en çokta seni yalnız bırakmanın cezasını.
Ama ne olursa olsun seni bulacağım.
🌧🌧🌧
Oy vermeden gitmeyinn♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SANA VEDA EDEMEM
Teen FictionÇünkü seni sevmek gökkuşağının maviliklerinde boğularak dünyanın en güzel şarkısını dinlemek demek. "Gökkuşağının mavilikleri senin gözlerin. Dünyanın en güzel şarkısı senin sesin." 🌧🌧🌧