4.6

50 9 0
                                    

Bölümün şarkısı:

Cem Adrian - Derinlerde

🌧️🌧️🌧️

20 Eylül 2022.

Her şeyin başladığı o günün üzerinden tam bir yıl geçmişti. Koskoca tam bir yıl. Çisel'in hayatı boyunca geçirdiği en güzel yıldı, Uzay'ın yaşamaya başladığı yıldı.

Uzay ve Çisel'in hafızalarının en derinine kazınmıştı. Onlar birbirlerine bu yıl kavuşmuşlardı, unutmak mümkün değildi.

Çisel için acılarla, sevinçlerle ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir yıldı. En büyük hayal kırıklığı olan abisi ise şu an hastane kapısının önünde bekliyordu.

Bitmiş bir halde bekliyordu. Tam dört aydır Çisel'in uyanmasını bekliyordu. Çisel, Uzay'ın tutuklandığı günün gecesinde gözlerini kapatmış ve bir daha açmamıştı. Doktorların umut olmadığını söylemelerine rağmen Çağlar beklemekten vazgeçemiyordu.

Kardeşinden kırgın bir şekilde ayrılmak istemiyordu. Son görüşmelerinde onu paramparça etmişti. Vicdan azabı o gündür bir kez olsun peşini bırakmamıştı. Fakat artık pişmanlık duygusunu hissetmek için çok geçti.

Ona doğru yaklaşan tanıdık bedenle beraber olduğu yerde hareketlendi. "Sevgilim sana vermem gereken bir şey var." Çağlar merakla karşısında dikilen Nehir'e baktı. Arkasında birleştirdiği ellerini ayırarak Çağlar'a doğru uzattı.

Elinde iki adet zarf vardı. "Aslında şimdi vermemem gerekiyordu ama aylardır saklamaktan çok yoruldum. Senden bir şey gizlemek istemiyorum." Çağlar anlamaz bakışlarla Nehir'e bakıyordu.

"Biri sana biri Uzay'a. Çisel bu mektupları aylar önce eğer bir gün ona bir şey olursa size vermemi istediğini söyleyerek verdi bana." Çağlar bir şey olursanın ne demek olduğunu anladığında her bir hücresinin parçalandığını hissetti.

İki zarfı da Çağlar'a doğru uzattı. "Uzay aylardır cezaevinde. Ne zaman çıkar bilmiyorum o yüzden onun mektubunu da sana vermem gerekiyor sanırım."

Çağlar iki mektubu da eline aldığında zarfta yazan kelimeleri okudu. Birinin üzerinde abim'e yazıyordu. Diğerinin üzerinde sevgilim'e yazıyordu.

Çağlar abim'e yazısı yazan zarfı alarak içini açtı. Bir beyaz kağıdın üzerinde dizelerce yazı vardı. Çisel'in yazısıydı.

Çağlar mektubu okumaktan çok korkuyordu, kağıdı tutan parmakları titriyordu. "Hiç umut yokmuş." dedi Nehir'e bakarak. "Çok korkuyorum." Gözlerinden korkunun izi okunuyordu. Nehir destek vermek istercesine sarıldığında Çağlar korkulu gözlerle mektubu okumaya başladı.

Dakikalarca mektubu okudu. Her bir satırını defalarca kez okudu. Mektubu bitirdiğinde boğazına bir yumru oturdu, yutkunamadı. Çisel'in odasının kapısına yaslandı ve mektubu bırakamadan başını koluna gömerek dakikalarca ağladı.

Hissettiği pişmanlık tüm hücrelerini sızlatıyordu. Akıttığı her bir damla gözyaşı canından can koparıyordu. Nehir ona sarılmış bir şekilde sakinleşmesini sağlamaya çalışıyordu ama becerebildiği söylenemezdi.

Çağlar soğuk zeminde dakikalarca ağladıktan sonra koluna gömdüğü başını kaldırarak "Hepsi benim suçum." dedi. "Her şeyi düzelteceğim." Nehir'i umursamadan ayağa kalktı ve koşar adımlarla hastaneden ayrıldı.

Doğru karar, yanlış zaman.

Arabasına bindiğinde direksiyonu dört ay önce gitmesi gereken o yere doğru sürmeye başladı. Hiçbir trafik kuralına uymadan, kırmızı ışıkta durmayarak olabildiğince hızlı sürdüğü araba sonunda olması gereken yerde durdu.

BEN SANA VEDA EDEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin