🌧️🌧️🌧️
yaralarveyağmur.
Kalbimdeki lekeler ve kolumdaki, elimdeki izlerdi; yara.
Çisel, hafif yağan yağmurdu.
Beni oluşturan kandı, yağmurdu.
Yağmurda yürümeyi, saçlarımın ıslanmasını ve yağmur kokusunu özlemiştim.
Son zamanlarda en çok hissetmeye maruz kaldığım koku kan kokusuydu. Hissetmeye özlem duyduğum koku yağmurdu.
Ve uzay yağmur kokuyordu.
Aramızdaki onlarca metreye rağmen kokusunu duyabiliyordum ve bu ona sarılarak kokusunu doyana kadar içime çekmek istememe sebep oluyordu.
"Benim kalbim, senin kalbin."
"O ne demek oluyor?" Uzay'ın gözleri ilk kez korkuyla bana bakıyordu, adeta susmam için yalvarırcasına bakıyordu. Alacağı cevaptan korkuyordu, biliyordum fakat cevabı oluşturan kelimeler dudağımdan şu an çıkmasa da elbet bir gün çıkacaktı.
Ve o gün kalplerimiz birbirine kenetlenecekti. İki bedende iki kalp değil, bir bedende iki kalp atacaktı.
Ben son nefesimi vereceğim, sen kalbinde beni yaşatmaya devam edeceksin.
"Uzay kullanıcı adımın neden yaralarveyağmur olduğunu anlatmamı ister misin?" Konuyu değiştirmemden rahatsız olduğunu hissetsem de cevap alamamama rağmen konuşmaya başladım.
"Yara, yara, yara." diye üç kez fısıldadım. Serumların oluşturduğu yaralarıma parmak uçlarımla dokundum. Uzay'ın bakışları da yaralarımın üzerinde geziyordu. "Dört harfen oluşuyor ama aynı zamanda insanda derin dört bıçak izi bırakıyor." Gözlerindeki korkunun izi hala silinmemişti.
"Bazı insanlar anı kalır, bazı insanlar yara kalır." Onun hangi seçeneğe dahil olduğunu öğrenmek istediğini biliyordum. "Sen bende hem anısın hem yarasın Uzay. Ben ise sende sadece yarayım çünkü sende bana ait olan bir anı yok."
Acı çekiyormuş gibi sessiz kalarak başını eğdiğinde kıyamadım. Onu üzmek bu hayatta isteyeceğim en son şey bile olamazdı. Onun en küçük üzüntüsünde benim için kahroluyordu.
"Yağmur, yağmur, yağmur." diye üç kez fısıldadım. "Yağmur yarayı acıtır, yara ise yağmuru istemez."
Sen ve ben gibi.
"Sana sadece yağmur yağdığı zamanlarda yazma sebebim yağmur kokmandı. Yağmur kokuyorsun Uzay. Tek bir yağmur damlası yeryüzüne düştüğü anda özleminden bir damla da benim kalbime düşüyordu. Başlarda her yağmurda sayfalarca sana karşı olan hislerimi yazıyordum. Bir süre sonra bu da yetersiz gelmeye başladı ve parmaklarımı klavyede buldum. Sonrasını düşünmeden sana yazdım."
"Sana yazarak seni bundan haberdar ettiğim için bu yükün altında ezilmene sebep olduğum için bana kızgın mısın?" Kendinden emin bir ses tonuyla "Hayır." dedi. "Yüz kere de dünyaya gelsem senin bana yazdığın o ilk günü yaşayabilmek için canımı verirdim."
Yıllardır hayalini kurduğum o anı yaşıyordum ve Uzay'ın duygularını sonuna kadar hissediyordum fakat bazı gerçekler hislerimin üzerini siyah bir örtüyle kaplıyordu.
"Bana baksana Uzay." dedim kollarımı göstererek. "Benim her yerim kurumuş kan, yarayla kaplı. Ben kan kokuyorum, yara kokuyorum. Yağmur kokan bir adamın yanına taze yara kokan bir kadın yakışır mı?"
Uzay'ın bakışları yaralarımın üzerinde geziniyordu ve en nefret ettiğim duygu ile bakıyordu, acıyarak.
Sevdiğim adam bana acıyordu.
Nefes almakta zorluk çektiğimde yutkundum. Uzay'ın bakışlarındaki acı yerini korkuya bırakmıştı. "Doktor çağırmamı ister misin?" Olumsuz anlamda başımı salladım.
"Gerek yok." dedim. "Sen çıkar mısın?" Masanın üzerindeki kalem ve kağıda baktım. Gözlerinde yer edinen hayal kırıklığının benim tenime battığını hissediyordum.
"Yarın tekrar gelir misin?" Gözlerinin içi parlarken başını salladı. "Gelirim."
Gitme, demek istedim.
Kal, dememi bekledi.
Dudaklarımı dahi oynatamadığımda kapıyı araladı. Gözlerime son kez bakarak konuşmadan veda etti bana. Aramızda gözlerimiz ile sözsüz bir konuşma geçti adeta.
Onu son kez görüyormuş gibi her zerresine kadar inceledim. "Seni seviyorum, hep sevdim." diye fısıldadım.
"Seni seviyorum, hep seveceğim." diye fısıldadı.
Kapıyı kapattığı anda kustum, kan kustum. Bunu görmesini istemediğim için çıkmasını istemiştim. Uzay'ın benim için üzülmesini istemiyordum. Önceden onunla beraber bende üzülürken şimdi benimle beraber onun da üzüldüğünü biliyordum.
Ben Uzay'ın beni gerçekten sevdiğini hissediyordum ve bu dünyadaki tüm hislerin en güzeliydi.
Bu hissi tatmadan ölmeyecektim.
O gitti.
Ben kaldım.
🌧️🌧️🌧️

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEN SANA VEDA EDEMEM
Teen FictionÇünkü seni sevmek gökkuşağının maviliklerinde boğularak dünyanın en güzel şarkısını dinlemek demek. "Gökkuşağının mavilikleri senin gözlerin. Dünyanın en güzel şarkısı senin sesin." &