Hayat, insanların beklentilerini karşılamak için ya fazlasıyla kötü, ya da fazlasıyla azdı.. Hayat bizimle oynayan acımasız bir katildi ve bizler de birer çaresiz kurbanlardık fakat bu sınavdan bir türlü geçmeye çalışırken fazlasıyla yara alıyorduk. Beklentile-
rimiz karşılanmıyordu çünkü bizim
istediğimiz gibi ilerlemiyordu hayat.Sahiden, ben neyi beklemiştim bu hayatta? Eğer bana bu soruyu sorsa-
lardı gülerek " Her şeyi!"derdim. Çünkü gerçektende herşeyi beklemi-
ştim. Ağlanılacak olan hayatıma gülüyodum. Ben böyle dengesiz biriy-
dim.Aslında bazı insanlar yaşadıkları olaylardan sonra "Ben artık acıya bağışıklık kazandım." diyorlar ya. İşte o iş bence öyle değildi. Gözyaşı aktıktan sonra illaki acıya boyun eğili-
yordu.Gözlerim sanki açılmamaya yemin etmiş gibiydiler. O yüzden zorlukla açtım kirpiklerimi ve netlik gelmesi için kırpıştırdım. En son bayılmıştım. Okuldaydım ama şu an hastane odasındaydım. Bakışlarım tavandaydı. Derin bir nefes aldım.
Sonraysa hastane odasına çevirdim gözlerimi. Ateş sağ tarafımdaki koltukta uyuyordu. Dirseklerimle doğruldum. Tam bu sırada kapı tıklatıldı ve içeri doktor girdi. Ateş kapı açılma sesi duyunca uyanarak bana baktı. Doktor içeri doğru girerken "Günaydın küçük bayan." dedi.
Başımı sallarken doktor serumu mu değiştirdi. Ateş o sırada hiç konuşmadan izledi. Doktor "Geçmiş olsun" deyince Ateş şükür konuştu.
"Neyi varmış iyi miymiş doktor bey"
Ateş'in sorusuyla meraklı bakışlarım doktora döndü. Sahiden bana ne olmuştu?"Bir tramva sonucu panik atak geçirmiş. Şu anda iyi, serumu bitince çıkarsınız. "diyen doktora başını salladı Ateş. Sonraysa şüpheli bakışları bana çevrildi.
Tramva...
Evet o kızı görünce aklıma sürekli o çocuk geliyordu. Sanki ellerimde o çocuğun kanı vardı. O çocuk benim yüzümden ölmüştü. Ve ben bu yüzden
bu kadar kötü olmuştum. "O kıza yardım ederken kendi tramvalarımı deşelemişim resmen ya!"diye geçirdim içimden.Tam o sırada içeri Alya daldı. "ELİF! Elif'im iyi misin, bir şeyin yok demi, ağrın sızın, yardıma ihtiyacın varmı, oturmak istiyosan yardım edeyim mi?" diye soruları sıralarken içeri Umut ve Yekta da girdi. Hangisini cevaplayacağımı sorgular-
ken cevap beklediği için konuştum."İyiyim bir şeyim yok ama 3. soru neydi?Unuttum da tekrar edermisin?"
dedim alay eden bir sesle. Umut'un kahkahası ile Alya alay ettiğimi anladı. Dudaklarını büzerek "Aşk olsun ben sana bir şey oldumu diye merak ediyorum, sen benle dalga geçiyosun."Bu kız harbi dünyanın en tatlı arkadaşıydı. "Ya tamam gel buraya tekrar sor sorularını bu sefer ciddi cevaplıcam."dedim ve kollarımı açarak sarılmasını işaret ettim. Alya koşarak sarıldı ve bana "Başlıyorum o zaman sorularıma." diyerek gülümsedi. Gülümsemesine karşılık verirken "Başla bakalım!" dedim.
Alya büssürü soru sorarken hepsine cevap verdim. Bütün soruları bittikten sonra Yekta lafa atılarak "Alya bir soruyu atladı." dedi. Alya doğrularak "Neyi unuttum ya?" dedi. Neredeyse 20 soru sormuştu. Bir soruyu unuttu diye şaşkınlıkla Yekta ya baktı. "Aç mısın diye sormadın." dedi Yekta.
Alya "Aaa evet!" diyerek gözlerini açtı. Bana dönerek tam soracaktı ki hızla lafa atılarak heyecanla "EVET ÇOK AÇIM!SERUM BİTTİKTEN SONRA BERABER RESTORANTA GİDİP YEMEK YİYELİM!" diye bağırdım. Gerçekten o kadar açtım ki Yekta'nın "Kulağımızı sikip attın!" demesiyle anladım.
Biraz bekledikten sonra doktor odaya girdi. Seruma yandan bir bakış attı ve "Evet, serum bitmiş çıkarabili-
riz."dedi. Yatağa doğru ilerledi ve serumu çıkarmaya başladı. Serumu çıkartırken biraz acıdığı için yüzümü buruşturarak acı içinde inledim."Ahh"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İŞLER(+18)
Novela JuvenilElif eski okulundan bir iftira sonucu atılır. Bunu gören arkadaşları da onunla birlikte yeni okullarına gelir. Yeni okulundaysa onları iyi mi yoksa kötü günlermi bekliyordu? Elif içindeki kötü hisse rağmen arkadaşları için mutlu gözükür lakin içinde...