24.Bölüm:Sevdiğin herkesi kaybetmek

17 2 1
                                    

2020

Yazarın anlatımıyla...

Elif son bir yıldır uyuyordu. Ateş ise son bir yıldır yaptığı şeyi yaptı:Bekledi... Ateş elindeki suyu tep-
esine dikti. Ona bakan bakışlar zerre umrunda olmadı. Eliyle saçlarını kaşı-
dı. Şu son bir yılda bir çok şey değişm-
işti. Mesela Mertefe evlenmişti. Umut saçlarını sarı yaptırmıştı ve Alya saçl-
arını kestirmişti.

Kestirirken, "Elif burada olsa neden kestirdiğimi anlardı.." diye düş-
ünmüştü. Lakin yoktu. Bazı insanlar istediğimiz zamanlar olmazlardı. Gözleri yaşardı. Eliyle omzuna gelen saçları düzeltti. Umut ise ciddi olmuştu şu son zamanlarda. Ve aşık olduğu biri vardı. Mutluydu lakin Elif'i yoktu.

Yekta da aşık olmuştu. Lakin o arkadaşı olmadan mutlu olmayı kabul etmemişti. Derin bir nefes verdi. O gün Zemheri denen şerefsiz ona kurş-
un sıkmasaydı bunlar olmazdı. Ama işte kimse engel olamamıştı buna. Ateş ise babasıyla arasına bir engel koymuş ondan uzaklaşmıştı.

O gün silah Elif'in karın bölgesine gelmişti. Lakin karnına hiç bir şey olmamış olan ayaklarına olm-
uştu. Elif bir süre yürüyemeyecekti, ama bu uyandıktan sonra belli olacak-
tı. Ateş ayaklandı. Yine her zamanki gibi Elif'in kaldığı odaya girdi. Yanınd-
aki koltuğa oturdu. Elif uykuya daldığ-
ında 2023,uyandığında ise 2024'deydi.

Onu isteme nedenleri ise bir kasayı sadece onun parmak izi açma-
sıydı. Elif daha küçükken onu kaçırm-
ışlardı. Aslında ondan en başından beri haberleri vardı. Lakin bunu Elif hatırlamıyordu. O günün üzerinden geçen bir yıl sanki koskoca bir yıldı. "Elif," dedi her zamanki gibi onun adını zikrederken. "Uyanmamana sev-
iniyorum ama uyanmanı da istiyor-
um. Uyanırsan düşman olacağız," Son-
lara doğru sesi yükseldi.

"Ve ben senin uyanmamanı istemeyecek kadar adi bir insanım!" diye kendine kızdı. Sonraysa hiç bekl-
emediği bir şey oldu. Elif kıpırdandı. Gözleri irice açılırken ne yapacağını şaşırdı. Monitörden bir ses yükseldi. "DOKTOR! " diye bağırdı korkuyla. İçerisi doktor ve hemşirelerle kaynadı
Hızlıca dışarı çıkarılırken "ELİF!" diye bağırdı.

Diğerleri de toplaştı. Mertefe ve Açelya korkuyla camın arkasındaki kıza baktılar. Elif'in kalbi çok hızlı atı-
yordu. "Hastayı kaybettik!" diye bir ses duydular. Ateş kulaklarını kapadı bu gerçeğe. "HAYIR!" diye bağırırken camı yumrukluyordu. Sonra ise daha fazla sesler duyulmaya başladı.

"Beni bırakma Elif! Yalvarırım gel düşman olalım ama beni bırakma"

"Kızım! Seni daha yeni bulmuşken gitme! Yalvarırım!"

"Leğen sen bizi bırakacak mısın?"

"Elif kaç yıldır uyuyorsun lütfen gitme bari!"

Ateş bakışlarını cama çevirdi. "ELİF! BUGÜN HAVA ÇOK GÜZEL!" diye bağırdı cama doğru. "SENİN YÜZÜNDEN BUGÜN HAVA ÇOK GÜZEL DAHA NE KADAR GÜZEL OLACAK!?" Anlamaz bakışlar attılar Ateş'e. Ne yaptığını sorguluyorlardı.Sadece Tolga bey anladı cümledeki imayı. O ise cümlesini şöyle tamamladı.

"Artık hava güzel olmasın..."Göz yaşı yanağına akarken hayata hayret etti. Zira daha bilmem kaç yıl önce hiç kimse için ağlamam diyordu. Kendimden çok sevmem. Şimdi ise ağlıyordu. İçeriden doktorlar çıktı. Ateş sadece tek bir şey dedi ardından bunu sayıklamaya devam etti:"Hayır..."

"Hayır, Hayır, Hayır ölmedi!" Elleriyle kulaklarını kapadı. Yumdu gözlerini.

"Ölmedi, ölemez beni bırakmaz, yani beni bırakır ama bırakmaz!" diyerek geriye doğru gidebileceği kadar gitti. Sırtı duvara değince ise daha fazla dayanamadı.

TEHLİKELİ İŞLER(+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin