Yaşanılmayan aile tablosu...
Bakışlarım yere kaydı. Civcivim yürüyordu. Tebessüm ett-
im."Kızım ne yapıyorsun?" diyen babama arkamı döndüm. Gülerek yanıma geliyordu. Yanında abimde vardı. "Bakın civcivime!" dedim. Kendimi üç yaşında bir çocuk gibi hissediyordum. Abim benimle alay ederek "Salak kaç yaşındasın sen?" dedi.Kaşlarımı çattım ve "Baba!" diye bağırdım. Babam abime uyarır bir bakış attı ve "Oğlum kızım daha sekiz yaşında. Yanında öyle şeyler söyleme.." dedi. O da benimle alay ediyordu. Kaşlarım daha da çatıldı. "Baba ya!" dedim. Evimizin bahçes-
indeydik. Annem masaya kahvaltı-
yı kuruyordu. Elindeki patates kız-
artmalarıyla giderken "Uğraşmayın benim kızımla!" dedi."Bu evde ayrımcılık var.." dedi abim. Alttan ona bakarak dil çıkardım. Civcivimi kutuya koydum ve abimden kaçmaya başladım. Abim sadece göz devirdi. "Uğraşmi-
cam seninle.." dedi. Abim babamın yanında şirkette çalışıyordu. Okul-
unu bitirmişti hatta nişanı bile yapılacaktı.Allah'tan babam vardı da o halletmişti her şeyi.
Masaya oturdum. Telefonum çalınca hızla elimi ceb-
ime attım. Arayan Ateş'ti. "Alo.." dedim."Aşkım ne yapıyorsun?" dedi yavuklum. Telefona da böyle kay-
detmiştim."Kahvaltı yapacaktık şimdi.." dedim tabağıma patates koyarken.
"Hımm.. İyiymiş."dedi.Arkadan sesler geliyordu.
"Sen ne yapıyorsun? "dedim umursamayarak.
Cevap netti. "Seni düşünüyor-
dum..."Gülüşüm büyüdü. Utanarak elimi yüzüme koydum. Babamlar masaya otururken bana yandan bakışlar atıyolardı. "Ne oldu kızım..?" dedi babam. Utanmam devam ederken dilim tutulmuştu. Bir süre bakıştıktan sonra "Hiç Ateş bastı.." dedim telefona imamı yaparak. Gülme sesi beni mest ede-
rken kapatması gerektiğini anlam-
ıştı."Mesaj geldi. Kapatıyorum, öptüm güzelim..." dedi ve bib sesi ile yüzüm düştü. Telefonu cebime attım. "Kimmiş o?" diye sordu babam. Ağzıma patates atarken sorusuna cevap verdim. "Ateş..."
Başını salladı olumluca. "Eee akşama ne yapıyoruz?" dedi bu seferde. Evet, akşamları ailecek bir şeyler yapıyorduk ve her seferinde abim gülmekten osuruy-
ordu. Kıkırdadım. Abim neye güldü-
ğümü anlamış olacak ki "Eğer benim gülüme bundan bahsedersen Ateş'e sümüğünü yediğini söylerim." dedi.Gözlerim irice açılırken bunun ne alaka olduğunu düşünd-
üm."Eskidendi o bir kere! Söylemic-
eksin! Söylersen bende seninkini söylerim. "Elimi çeneme koydum. " Ya da tatilde ki arkadaşından mı bahsetsem.."dedim.Abim bana uyarı dolu bakışlar atarak "Bende tatilde ki erkeklerden bahsederim"
dedi. Gözlerim hayla açıktı."Öyle bir şey yok! Sadece bana birşey sordu, sonra da konuşma uzadıkça uzadı.Sen geldin diye gittiler ya, hatırla.." dedim. Babam ve annem hayretle bana ve abime bakıyorlardı. Bizden bu kadarını beklememiş olacaklardı ki "Bunlar kimin çocuğu..?" diyerek çok ayrı bir soru yöneltti. Annem ise gülerek:
"Bizim çocuklarımız..." dedi.
Babam güldü. Kahvaltımızı yaparken abimle kavga etmeyi de ihmal etmiyorduk...
*******************************
Yazarın anlatımıyla...
Kaya ailesinin masasından kahkaha sesleri eksik olmamıştı o gün. Lakin böyle bir an yaşanma-
mıştı. Gülerken herkes mutluydu. İçlerindeki kaktüs hiç büyümemiş aksine yerine başka çiçekler açmıştı.Onların hikayesi gelecekte mutsuz, başka bir yaşamda ise mut-
luydu. Onların mutlu olması için gerekli olan şey sadece;başka bir yaşamdı..O gün,herkes en sevdiği kıyafetleri giydiler ve hep beraber AVM'ye gittiler. Orada bir güzel eğlendikten sonra lunaparka doğru yol aldılar. Ateş'te oradan sevgilisini almıştı. Yani Elif'i...
Başka bir yaşamda onların sonu da mutluydu...
_________________________________
Evet, bu bölüm de böyleydi. Biraz kısa, çok detaylara girmek istemedim. Aslında bunu 17.bölüm başka bir hayat olarak uzun uzun yazıp paylaşmak gibi bir düşüncem vardı, lakin olmadı.
Yorum atmayı, yıldıza basmayı unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İŞLER(+18)
Fiksi RemajaElif eski okulundan bir iftira sonucu atılır. Bunu gören arkadaşları da onunla birlikte yeni okullarına gelir. Yeni okulundaysa onları iyi mi yoksa kötü günlermi bekliyordu? Elif içindeki kötü hisse rağmen arkadaşları için mutlu gözükür lakin içinde...