25.Bölüm:YENİDEN DİRİLİŞ

15 2 1
                                    

2021

Gözlerimi yakan soğanı daha hızlı soymaya, hatta elimde olsa dövmeye bile kalkardım. Lakin elden gelen tek şey soymaktı. Yoksa soğan larla birlikte bende soyulurdum. Bunu göze alamazdım. Annem bana yandan bir bakış attı. Dolu gözlerle ona bakınca durdu, dudakları büzüldü.



Sonra ise tahmin ettiğim, aklımdan geçen o cümleyi kurdu. "Bırak sen ben yaparım. Seni böyle görmeye dayanamıyorum.."





Gülümsedim yalnızca. Annem bana anlamazca bakarken bende olayı idrak edemedim. Sonra ise annem ne yapacağımı, daha doğrusu bir şey isteyeceğimi anladı. Gözlerini devirdi ve soğanımı doğramaya başladı.
"Ne isteyeceksin söyle..?" dedi en sonunda ise.






Gülümsedim tekrardan. "Dışarı çıkacağız arkadaşımla.." dedim. Sonra ise çoklu bir şey dediğim için ekledim: "Alya..." Annem duyduğu isimle gülüşü soldu. İşte, annemin benden sakladığı şeylerden bir tanesiydi.. Annem benden önceki hayatımız hakkında hiçbir şeyden bahsetmemişti.







Yani çokta umurumda değildi. Sonuçta hatırlamak istediğim hiç kimse yoktu. Yani benim için kayda değer birileri yoktu.. Üstüme ceketimi giydim. Herhalde bir kaza olmuştu ve ben komaya girmiştim. Bir yıl boyunca uyumuştum ve sonunda uyandığımda hiçbir şey hatırlamıyor-
dum. Annem bizi İstanbuldan, İzmir'e getirmişti.







Anlattıklarına göre orada bir okulda üç kişiyle tanışmıştım. Annemin söylediğine göre o kadar da yakın değilmiştik. Gözlerim doldu. Nedenini ise hiçbir zaman anlayamadım.. Her zaman daha doğrusu bir yıldır böyle oluyordu. Ne zaman geçmişi hatırlamaya çalışsam gözlerim doluyordu. Annem'in söylediğine göre öldü gösterilmiştim.






Ayakkabılarımı giydim. Alya okulun ilk günü benim yanımda oturmuştu. Ve bu da yakın olmamıza vesile olmuştu. İlk başlarda Alya denilince gözlerim doluyordu.




Son zamanlarda hep gözüm doluyordu. Oğlum biri bana büyümü yapmıştı yoksa ben mi fazla duygusaldım!?






Dışarı çıktım. Bir yarım saat sonra Alya'yı sahilin orada piknik örtüsünün üstünde otururken buldum. Güldüm ve yanına gittim. Bana baktı ve, "Günaydın!" dedi. Gün benim için yine rezaletti lakin çaktıracak değildim. "Günaydın da," bağdaş kurdum ve dido trio olan çikolata paketini aldım. "Nostaljik bir atmosfer mi yapmaya çalıştın?" dedim en alaylı halimle.




Kaşlarını çattı.. "Şu mumu kafana atarım! Kes sesini!" diye eline aldığı mumu gösterince durdum. Gülerek elimle yüzümü korurken, "Tamam kaptan! Sakin ol.." dedim.
Sonra da ekledim: "Mum ne alaka oğlum!?"



Oldum olası böyle bir insanla tanışmamıştım. Hem şakacı hem de güler yüzlü..




Sonra ise bir ses duydum. Bir erkek sesi: "Leğen sen bizi bırakıcak mısın?" Gözlerim doldu. Bakışlarım sahile çevrilirken kaşlarımı çattım. Kimdi bu erkek sesi? "Eee anlat ne oldu?" dedim.





Alya bana okuldaki tüm dedikoduları anlattı. Ben ise güldüm. Yakında ise çatlıyacağımı düşündüm. Çikolatalı kekimin paketini açtım ve yemeye başladım. "Tadı güzel mi?" dedi Alya. Başımı salladım. O da eline bir paket alırken bakışlatım sahile kaydı. İnsanlara...





"Düşünsene," dedi Alya. Bakışlarım ona çevrilirken devam etti: "..geçmişinden biri karşına çıkıyor. Ne yapardın..?"






TEHLİKELİ İŞLER(+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin