28.Bölüm:ÖZLEM

15 2 1
                                    

Bir kız varmış. Bu kız gerçek ailesini tanımadan başka bir aileye gerçek ailem demiş. Gerçek ailesi ise hiç beklemediği bir anda çıkıp gelmiş. En mutlu olduğu anı mahvederek gelmiş. Sonra ise ona yeniden yalan söyleyerek başka bir hayatı yaşatmışlar.

*

Gözlerim otomatik olarak kapandı. Zihnimde bir ışık patlamıştı. Okulda, peşimizde bir katil vardı ve bu katilin kim olduğunu hatırlamıyor, zihnime yüzü gelmiyordu. Bunu eve gidince bizimkilere soracaktım. Şuan ise uçaktaydım. İstanbul'a gidicektim.

"Efendim yanınızdaki boş koltuğa kayar mısınız?" diyen hostes yüzünden irkildim. Başımı olumlu anlamda salladım ve yana kaydım. Kim benim yanıma oturucaktı ki? Bakışlarım koltuğun üstünden kimin geldiğine kaydı. Gördüğüm kişi bir an gerçeğimi sorgulattı. Ateş bana bakıyordu. Hemde tebessüm ederek...

Gözlerim irice açılırken o, rahat bir şekilde yanıma oturdu. Koltuğa yerleşmesini şaşkınlık ve öfkeyle izledim. Bana sakince "ne oldu" der gibi baktı. Kaşlarım çatıldı. Dudaklarım açıldı. Sadece tek bir şey söyledim:"Allah senin belanı versin!"

Güldü sadece. Hatta yetmedi, başını geriye atarak yüksek bir sesle kahkaha patlattı ağzını kırdığım. Yumruk geçirdim. Biz onunla düşmandık. Düşman! Sert bir soluk aldım. Onu görmezden gelmek en iyisiydi. Buna hemfikirdim.. Başımı uçağın cam yerine yasladım.

Bana baktığını görebiliyordum. Yani görmüyordum lakin ben bunu görmeden de hissederdim. Bir süre sonra rüya alemine giriş yapmıştım lakin bir şey oldu ve uykum bölündü. Damarlı eli, bacağımda dolaşmaya başladı. Biraz da kayarak bana doğru yaklaştı. İçimde bir şeyler olurken gözümü açmadım, kıpırdamadan ne yapacağını bekledim.

Eli bacağımın üst taraflarını okşamaya başladı. Sonra ise yavaş yavaş iç kısmına indi. Kasıklarımın biraz altında durdu eli. Orayı okşamaya başladı. Bir şey yapmadığımı fark edince ise biraz daha yukarı çıktı. Ya şunu çok merak ediyordum.. Biz niye sürekli insan içinde, tövbe estağfurullah dedim içimden.

Tam eli kasığıma dokunuyordu ki, elini tuttum. Gözlerim açıldı ve, "Kes şunu..."dedim."Ne yapmaya çalışıyorsun sen?" diye mırıldandım. Bana anlamazca baktı. Allah'ım deli oluyorum! Salak mıydı bu adam! Biz daha dün ne konuşmuştuk!? Ve şimdi ne yapıyordu!?

"Hiçbir şey..." dedi. Dişlerimi sıktım. Hiçbir şey yapmıyor muydu? Çok şey yapıyordu lakin o, bunun farkında değildi. Mesela ben, bana çok etkisi vardı. "Benimle konuşma, benimle oynama! Ya biz seninle düşmanız! Uzak dur benden. Tamam?" dedim, daha fazla sabrım kalmamıştı.

Zaten buna sabır gösterseydim Allah benim belamı versindi!

Gülüşü soldu. Gerçekler can acıtıyordu lakin can almaması şuan için daha iyiydi. Üstümüze düşen sorumluluklar çok fazlaydı. Hele ki bu sevdiklerimizin canıysa. Yutkundu. Adem elması belli oldu ve başını başka bir tarafa çevirdi. Sonra ise beklemediğim bir şey yaptı. Elini kaldırdı ve hostesi çağırdı. Hostes'in kulağına bit şeyler söyledi ve ayağa kalktı.

Gözlerim hayal kırıklığı içinde ona kaydı. Niye hayal kırıklığı hissediyordum ki? Ben istememiştim onu. O da gururunu incinmesine izin vermemişti. Gözlerim doldu. Sonra ise kendime kızdım. Salak! Sen gönderdin çocuğu ve şimdi yine sen üzülüyorsun! Bu dengesizliğim mazur görülmeliydi.

O gittikten sonra ise baş ağrısıyla karşı karşıya kaldım. Bir süre sonra ise ağrı dayanılamayacak bir boyuta geldi. Bu yüzden Hoste'sten ağrı kesici istedim ve kendimi uykunun kollarına bıraktım..

TEHLİKELİ İŞLER(+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin