29.Bölüm:GEÇMİŞTEN KESİT

22 2 1
                                    

Geçmişten kesit.

Elif bakışlarını gece kadar koyu olan gözlere çevirdi. Korku, bütün her tarafını sarmalarken ne yapacağını bilmez bir şekildeydi. Dayısı onu birine vermişti. Elif bu adamların kim olduğunu bilmiyordu.

Adamlar hakkında bildiği tek şey,

Kötü olduklarıydı....

Şimdi ise siyah bir minibüste elleri ve ayakları bağlı oturuyordu. Ağlamaktan bitap düşmüştü. Gözleri bir kapanıp, bir açılıyor, kulakları uğulduyordu. Ayaklarını minibüsün altına vurdu. Adam ona sinirli ve uyarı dolu bir bakış atsa bile umursamadı. Vurmaya devam etti. Belki arabanın altını kırıp kaçabilirdi buradan.

Adam Elif'e tokat attı. Elif'in canı o kadar çok acımıştı ki... Geriye savrulurken çığlık attı. Lakin ağzı bağlı olduğu için sesi boğuk çıkmıştı. Adam sinirle parmağını öne salladı. "Kes sesini de otur oturduğun yere!" diye, bütün arabayı inletti. Elif, yüksek ses duyunca gözlerini sımsıkı yumdu. Yüksek sesten korkardı çünkü...

Hem, onun yaşındaki bir çocuk tabii ki bundan korkardı.

Bir süre sonra villa gibi bir yere geldiler. Elif korkmuş, hızlıca kendini geri atmıştı. Onu almasınlar diye... Lakin başarısız olmuş, araçtan indirilmişti. Adamın omzunda çırpındı. Ayaklarıyla adama vurmaya çalıştı ama bacakları yetişmedi. Göz yaşları yanaklarına hücum etti bedeni titrerken.

Bir süre sonra içeri girdiler. Adam başıyla selam vererek Elif'i, yere bıraktı. Elif kalçasının üstüne düşerken acıdığı için inledi. Adam kısa bir bakış attıktan sonra dışarı çıktı. İçeri giren kişi, gördüğü kişiyle gülümserken, Elif gülümsemesinin ne kadar rahatsız ve korkutucu olduğunu fark etti. Göz yaşları yanaklarına yuvarlanırken, "Ne istiyoynuz benden?" dedi, zayıf bir sesle.

Baş adam ve her şeyi başlatan adam gülümsedi. "Seni..." Sonra ise korkutucu bir kahkaha saldı odaya.

Elif korku içinde geriledi. Lakin yalpaladı ve, yere kalçasının üstüne tekrardan düştü. Keskin bir sızı onu ziyaret etti. Gözleri dolarken etrafa baktı. Bu sırada uğultular ve fısıltılar her yerdeydi.

"Kıza ne yapacak...?"

"Böyle bir kızı varis mi yapacak?"

"O günahkarın kızı..."

"Ölmeli, kurallar bunu istiyor."

Ve bunun gibi bissürü fısıltı. Duyduğu şeylerin hiçbirini anlamıyor, sanki Türkçe değilde başka bir dil konuştuklarını düşünüyordu. Zira o daha bu kelimeleri öğrenmemişti. Bu fısıldaşmaların ortasında bir şey gördü.

Bir çocuk....

Onun yaşlarında bir erkek çocuk...

Onu buradan kurtarabilecek biri...

Gözleri irice açıldı. Bu kez umutla doldu gözleri. Çocuk hiçbir şey anlamamış gözüküyordu. Kafasındaki gel gitlerden hoşlanmamıştı bu, küçük adam. Çırpındı Elif. Uğuldaşmalar ve fısıltılar birer birer susarken Elif, korkuyla önüne baktı. Gerçekler zihnine geliyordu lakin o, bunu kabul etmek istemiyordu.

"Eee... Daha ne kadar bekleyeceğiz..?" dedi adam patronuna.

"Götürün kızı. Elini mühre batırın.."

TEHLİKELİ İŞLER(+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin