18.Bölüm:Hiçbirşey ve Herşey

13 2 1
                                    

Şu sıralar hayatımdaki değişikliklere anlam veremiyordum. İlk önce Ateş, sonra Zemheri ağabey ve son olarak da Ares. Bunlar önceden hayatımda yoktu. Ayrıca bir katil de vardı peşimizde... Bunlar önceden yoktu. Mesela okula gitmeden bir gün önce. Onlar varken de mutluydum, lakin hayatım inişli çıkışlı değildi. Normaldi. Çok normal, sıradan.

Sonra başka bir okula gittik ve bir anda hayatıma bissürü elma düştü. Hangisinden ders alacağımı bil-
emediğim elmalar...Şu an ise gözlerim dolu önümdeki yere bakıyordum. Geçmiş zihnime usulca girdi..

Dayım beni kolumdan sürüklüyor. Hıçkırarak ağlarken parlak ışıkları olan yere bakıyorum şaşkınca. Daha önce görmemişim zira. Dayıma dönüyorum. "Payı! Buyayı ne?" diyorum elimle renkli ışıkları gös-
tererek.

Dayım beni tersleyerek cevap veriyor. "Lunapark..."

Gözlerimden yaşlar akarken "O neğğ..?" diyorum. İçine sert,derin bir nefes çekiyor. "Sanane!" deyip çekiştir-
meye devam ediyor.

Göz yaşlarım yanaklarıma akarken ona döndüm. Tebessümüm ağlamamla birlikte eğrelti duruyordu.
Tebessüm ediyordu oda. "Seni.. Çok seviyorum." dedim hıçkırıklarımın arasında. Hızla ona doğru koştum ve boynuna atladım. Belimden tuttu ve beni kucağına aldı.

"Ben de seni seviyorum.." dedi. Göz yaşlarım arasında başımı saklandığım gövdeden kaldırdım.

"Nasıl anlıcaz onu..?"

Sağ yanağında bir çukur oluştu. "Her yıldıza, bir sevgi.." dedi, o büyüleyici sesiyle. Gözlerimi sildim. Hayla kucağındaydım. Yanaklarım kızardı. Gözleri tutkuyla dudaklarıma baktı. Sonraysa bir hışım arabaya gitti. Giderken dudaklarıma yapışmıştı. Öpüşüne karşılık verirken, onun kadar hızlı olamıyordum.

Eli bel boşluğumda gezindi. Beni arabanın koltuğuna bıraktı ve üstüme çıktı. Bir elim omzunda, bir elim ensesinde onu kendime çektim. Altımdaki sertlik neler olucağının fragmanını bana sunuyordu. Gerçekt-
en araba koltuğundamı yapacaktık?

Eli elbisemi bacaklarıma kadar çıkardı. Sonrada çatık kaşlarla durdu. "İstiyor musun?" dedi. Gözlerim beni beklemeden anın heyecanıyla kısılmı-
ştı.Başımı salladım olumluca. Altımda bir şeyler oluyordu. Eteğimi iç çamaş-
ırımı açığa çıkacak şekilde topladı. Dudaklarımı dişledim bu nokta da.

Eğildi ve dudaklarıma yapıştı. Bende artık hızlanmıştım. Eli bedenimi keşfe çıkmıştı.Bacaklarımın iç kısmından yukarı doğru çıkmaya başladı. Bu noktada dudağını dişlerim arasına aldım. Ağzıma doğru inlerken titriyordum. Eli iç çamaşırımın kenar-
ını buldu. İçimde bir şeyler olurken bacağımı hafif bir şekilde kaldırdım ve indirdim.

Dudakları çenemi, boynumu ve en sonda köprücük kemiğimi buldu. Dişlerim dudaklarımda üstten ona baktım. Karnıma doğru indi. Hem öpüyor, hem de ısırıyordu. İnledim derince. "Yava- Ahh!"diye bağırdım. Dudakları iç çamaşırımın üstünde durdu. Bana alttan bir bakış attı. Yeşil gözleri tutkuyla koyulaşmıştı. Gözleri-
mi kapadım. Dudakları iç çamaşırım-
ın üstünden değdi gibi olunca inledim. " Ahh!"

Hiç beklemediğim bir şey oldu. "Heyy! Yardım eder misiniz?! Yolda kaldık!" diyen bir ses bütün her şeyi böldü. Ateş hızla üstümden kalktı ve elbisemin eteklerini aşşağı indirdi. Yerimde doğruldum. "Tamam, benim eve gitmem lazım.." dedim. Başını salladı. Derin bir nefes verdi ve "Hay ben benim şansıma..." dedi.

Arabadan indim ve gördüğüm kişiyle kaşlarımı çattım. Ares bize gülerek bakıyordu. Her şeyi görmüştü demi? Yanaklarım kızardı. "Ooo, ben sizi bölmeyeyim!" dedi alay ederek. Kaşlarım çatıldı. Ares'in içinden ne çıkmıştı? Ares aslında nasıl biriydi?
Bu soruları da zihnimin raflarına kaldırdım ve şu ana odaklandım.

TEHLİKELİ İŞLER(+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin