İnsan, hiç kendinden bir parçayı sevmez miydi?
Severdi, ben daha doğmamışken bile seviyorsam severdi...
Ama bu herkes için geçerli değildi zira, bunu bazıları yaşayamıyordu. Yaşatmıyorlardı onlara.. Aslında yaşaması gereken onlar iken. Bende bir zamanlar yaşamıştım. Küçüktüm, sahilde top oynayan kızların yanına gidip benimde oynamak istediğimi, onlarla oynayabileceğimi sormuştum. Kızların hepsi bana küçümseyen bakışlar ile bakarken hayır demişlerdi. Senin gibi iğrenç insanlar ile top oynamıyoruz.
O günden beri ne sormaya, ne de oynamaya cesaretim olmuştu. Şimdi ise bana cesaret veren arkadaşlarım, ve beni çok seven bir nişanlım vardı. Gerçekten, hayat nereden nereyeydi.. Önce çocuktuk, sonra büyüdük, daha sonra ayrıldık lakin gene birbirimizi bulduk. Şimdi ise çocuğumuz olacak, ona bunları yaşamasına asla izin vermeyecektim.
Benim kaderim, çocuğumun çeyizi olmayacaktı;buna izin vermezdim..
Babasız veya annesiz büyümeyecekti benim çocuğum. Hayatta, bizi nelerin beklediğini bilmiyorduk. Belki Ateş olmayacaktı, belki de ben.. Ama bizim yerimize illa ki birileri bakardı;gözüm arkada kalmazdı. Ateş bana dolu gözlerle baktı.
"Şaka, değil mi?" derken kekeledi. Ben ise başımı iki yana salladım;ağlayarak gülerken.
"ALLAH!" diye bağırdı beni kucağına alıp döndürürken. "BABA OLUYORUM!" Aşşağıdan bağırış sesleri geldi. Ben başımın döndüğünü, beni indirmesi gerektiğini söylerken içeri Umut daldı.
"NE BABAMI OLUYORSUN?!" derken, en az bizim kadar heyecanlıydı. Herkes teker teker gelirken hepsinin yüzüne baktım. Bize bakarak tebessüm ediyor, tebrik de ediyorlardı
"İndir beni!" diye bağırdım. Ateş beni indirirken yerinde duramıyordu. Haklıydı, kim yerinde duruyordu ki? Herkes ayrı heyecanlı ve mutluydu.Alnıma bir öpücük kondurduktan sonra Umut hızlıca onu kendine çekti ve birbirlerine sarıldılar. Kaşlarım çatılırken ellerimi belime attım. Ateş'i Umut'dan kıskanıyordum. Hızlıca yanlarına gidip onları ayırdım. Tam ağzımı açıp kıskandığım hakkında bir kaç kelime edecektim ki, Umut yaşlı gözlerle bana baktı ve sarıldı. Umut'un gözlerine baktıktan hemen sonra bir anda seslice ağlamaya başladım.
Umut bana şaşırarak bakarken ben başımı Umut'un omuz boşluğuna gömdüm ve ağlamaya devam ettim. Herkesten ses kesilmiş, sadece benim ağlamalarım vardı. Umut iğrenir gibi bir ses çıkardı ve beni kendinden uzaklaştırdı. Ağlamam kısa süreliğine dururken, "Ne-ne oldu?" diye sordum.
"Sümük yaptın her yerimi leğen! Öldürürüm kızım seni! Duydun mu beni!?" diye bağırırken üstünü gösteriyordu.
"Bunu demeyecektin Umut,"dedi Yekta. Ben ise şaşkınca Umut'a baktım, sonra ise benden iğrenç bir şekilde bahsetmesi kanıma dokundu ve arkamı dönerek Ateş'e sarıldım. Ağlamam daha da şiddetlenirken bu sefer hıçkırıyordum da..
"Güzelim," diyen Ateş'in sesi ile ağlamam iç çekişlere dönüştü. Kafamı gömdüğüm yerden çıkarmadım, deve kuşu gibi. "...ağlama hadi. Bak o gerizekalı sana demedi... Öyle değil mi Umut!?" Birine vurma sesi geldi.
"Evet!" diye bağırdı Umut, acıyla karışık çıkmıştı sesi. "Allah belamı versin ki sana bağırmadım..."
Başımı kaldırdım ve sarı hareler ile bakıştım. İç çekerken, "Bu hormonlar beni ağlak yaptı!"diye soludum. " Ben bu kadar duygusal değildim Ateş!"
"Biliyorum aşkım," dedi saçlarımı yüzümün önünden çekerken. "Ama hamilelik de böyle oluyormuş.." Güldüm. Doğru ya, ben hamileydim.
"Eeee düğün ne zaman?" diyen Ayça'nın sesi ile Ateş'in kolları arasından çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEHLİKELİ İŞLER(+18)
Genç KurguElif eski okulundan bir iftira sonucu atılır. Bunu gören arkadaşları da onunla birlikte yeni okullarına gelir. Yeni okulundaysa onları iyi mi yoksa kötü günlermi bekliyordu? Elif içindeki kötü hisse rağmen arkadaşları için mutlu gözükür lakin içinde...