Spiral taktırmak üzere odada beklerken tedirginlikle hasta yatağından sarkıttığım bacaklarımı sallıyordum. Asrın bacaklarıma bakıp iç çekti. "Gerginsin."
"Biraz, ya acırsa?" dedim onun cevap vereceğini düşünmememe rağmen. Adam nerden bilsinsi spiral takılırken ne hissettirilir.
"Bebeğim, hadi kalk gidelim." dedi elini uzatıp. "Canın acırsa yapacaklarımı kestiremiyorum."
"Ya Asrın!" dedim omuz silkip. "Bir şey olmaz, güçlüyüm ben."
Asrın güldü. "En son böyle dediğinde neler olmuştu?"
"Sshh!" dedim 'sus artık' dercesine. Sonunda 50'lilerin başında hafif kırlaşmış kıvırcık saçlarıyla Miss Washer kliniğe girdiğinde gerginlik seviyem tavan yapmıştı.
"Welcome dear," dedi bana bakarak. Ardından Asrın'a döndü. "Your husband, isnt he?" (Hoş geldiniz canım. Kocan, değil mi?)
Tam itiraz etmek için dudaklarımı aralayacaktım ki Asrın söze girdi. "I am, can I ask some questions about the process?" (Evet öyleyim, süreçle ilgili birkaç soru sorabilir miyim?)
Asrın'ın daha asistana söylediği 'erkek arkadaşıyım' ifadesini aşamamışken az önce kendisini kocam olarak tanıtmış olması tüm gerginliğimi alıp mideme kelebekler bırakmıştı. Aptal hülyalar eşliğinde tavana bakıl sırıtırken, gerçek dünyaya döndüğümde Asrın kadına bilmemkaçyüzbininci sorusunu sormuş, o tatlı kadını bile canından bezdirmişi.
Sonunda kadın 'Bir sonraki randevum geliyor, işleme geçelim!' diyerek Asrın'ın sorularını bölse de Asrın hâlâ kendi kendine söyleniyordu. Sorduğu sorulara karşın yattığım yerden suratına bakıp gülümsedim. "Sakin ol hayatım, bir sorun olmayacak."
Kadın anestezi için iğneyi çıkardığında dahi Asrın bir yandan kadına işini öğretmeye çalışır gibi "Çok acıtmayın, eliniz hafif mi? Değilse ben yapayım, derisi hassastır bakın çabuk morarır!" ve türevlerinde binlerce buyrukta bulundu. Sonunda Türkçe bir şekilde onu uyarmak zorunda kalınca yapmadığı yaramazlık üstüne kalmış bir çocuk gibi köşeye oturdu. Yine de bu süre çok uzun değildi, anestezi yapılıp vajinal kontrolüm yapılmaya başlandığında Asrın yine hop oturup hop kalkıyordu.
Sonunda girişimde hissettiğim acıyla ister istemez kasıldım. Bunu gören Asrın "Hay sikeyim," diyerek yanıma gelip avuçlarıyla yüzümü kavradı. "Gözlerime bak bebeğim, tamam mı?"
Usulca kafamı sallasam da acı gittikçe artıyordu. Elini uzatıp sıkmam için avucumu avucuna aldı. Kollarımdaki güç, acıdan kaynaklı yok olmak üzereydi. Sonunda spiralin içimde yavaşça açılışını hissetmemle gözlerimi kapattım ama bu süzülen yaşlara engel olmadı. Tekrar İngilizce konuşup küfürler eşliğinde kadına söylendi. "Hanımefendi bir şey yapın! O ağlıyor!"
"There is nothing more i can do to reduce her pain, please be patient! It is about to end but you're not helping us." (Acısını azaltabileceğim bir başka yol yok! Bitmek üzere ama siz hiç yardımcı olmuyorsunuz.)
Asrın kadına Türkçe bir şekilde söverken araya kendini de katıyor, "Hay uçkuruna da düşkünlüğüne de, şu kızın hayatına girdiğin güne de..." diye saydırarak beni daha da ağlatıyordu. Sonunda acının yavaşça azalmasıyla Miss Washer da bacak aramdan çıktı ve gülümseyerek yaşların ıslattığı suratıma baktı.
"The treatment is finished. But I want you to be careful, especially don't live any copulation for 7 days." (Süreç bitti ancak dikkatli olmanı istiyorum, özellikle 7 gün boyunca ilişki yaşamamalısın.)
"Yok ebesinin amı!" dedi Asrın Türkçe bir şekilde. "Bebeğim 7 gün diyor bu kadın!"
Omuz silktim. "Son 1 saattir tıbba ve bilime düşman olduğunu düşünmeye başladım Asrın."
"Seni üzebilecek ve beni senden alıkoyabilecek her şeye karşıyım bebeğim, sorun buysa." dedi elimi dudaklarına götürerek.
"Kadın bıktı bizden," dedim odadan çıkan bedenine bakarak. "Bıkarsa bıksın, az kalsın elimde kalacaktı bir de ukala ukala cevap veriyor!"
"Kadın işini yapıyordu Asrın!" dedim üstüme çekidüzen verip. Sonra ayaklarımı yere basıp yürümeye kalkışınca bacaklarımın arasındaki ağrıyla sızlandım.
"Gel buraya nazlı kızım," der demez beni kollarını bacaklarımın altından ve sırtımdan geçip kucağına aldı. Bebekmişçesine taşınmak işime gelirdi.
Asrın'la ödeme konusunda ciddi bir tartışma da yaşasak kucağında olduğumdan ne fiziksel ne duygusal üstünlük kuramamış, sanırım doktoru da oldukça gıcık ettiğinden kadın intikam amacıyla ücreti ondan almıştı.
"Yumurtalıklarım için yaptırdığım bir şeyi niye sen ödüyorsun?!"
"Yumurtalığın da olsa kıçın da olsa başın da olsa," derken başımın üstüne bir öpücük bıraktı. "Benimsin."
Kafamı göğsüne yaslayıp gömleğiyle oynamaya başladım. Arabanın önünde durduğumuzda beni kucağından indirmeden sürücü koltuğunu geri çekti ve kızına araba sürmeyi öğreten babaymışçasına beni önüne oturttu.
Arabayı çalıştırıp gerçekten kucağında ben varken sürmeye başladı. "Fıstığım o değil de," derken sıkıntılı çıkan sesi beni ürkütmüştü. "Ben bir hafta ne yapacağım?"
"Nasıl yani?"
"Doktor dedi ya..." Sesi mayışmış geliyordu. "Bir hafta o güzel deliğini dolduramazmışım... Ölürüm yemin ediyorum!"
"Abartma Asrın!" dedim gülerek.
"Oof of," İç çekti. "Derdim büyük."
"Yaa, ne demezsin!" derken elimin üstündeki eliyle direksiyonu çevirdi.
"Çok da büyük değilsin gerçi," dedi önüme eğilip alıcı gözüyle bana bakarak. "Utanmasan cebime sığarsın."
"Sus Asrın! 1 hafta yok sana sevişme falan."
"Of of!" Bir kez daha direksiyonu çevirdi.
"Neyse en azından geleceğin alıştırması olsun..." dediğindeyse söylediği şeyi doğru anlayıp anlamadığımı merak ediyordum, eğer doğru anladıysam ihtimali bile midemin kasılmasına ve heyecanlanmama sebep olmuştu...
Asrın benimle bir bebek büyütmeyi düşünüyor olabilir miydi?
-
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölümün kısa olduğunun farkındayım ama bugünün üçüncü bölümü olmasından mütevellit beni mazur görmenizi rica ediyor, ilişkimizin asıl evresine yavaş yavaş başlamak üzere olduğumuzu belirtip ufaktan kaçıyorum. Yarın görüşürüz! Öptm.
