Kuşlara çok özenirdi. İstedikleri yere uçabiliyordı. Özgürlerdi. Evlerini sırtında taşırlardı. Yuvalarını istedikleri yere kurabilirlerdi. Kendilerine en uygun yeri seçebilirlerdi. Genellikle yalnız değillerdi. Çift halinde, toplu olarak uçarlardı.
O böyle miydi peki? Bağlı olduğu, bir çok faktörün bir araya gelmesi gerekiyordu özgür olabilmesi için. Seçimleri ona ait değildi. İstediği yere yuva kuramıyordu. İstediği şehirde yaşayamıyordu. İstediği gibi özgür olamıyordu. Yalnızlığı ve kalabalığı onun seçimi değildi. Ruhu bedeninin içine sıkışmış durumdaydı. Kendini kapana kısılmış hissetti. Belirli duygular içinde yaşıyordu ve ardından bir şiir okudu.
"anlatmak istedikçe herşeyi birden yitiriyorum
bir kutup yıldızı bir ben bir dinmeyen ağrılarım
yapayalnız kalıyorum birden güzelim
ve müthiş ağlamak istiyorum
gecenin kanatları kırık bir saati var bilmem bilir misin
ölüm korkusu alkol gibi yayılır damarlara
sakın o saatte sokaklara çıkma
denize bakma
karanlığa
yıldızlara bakma sakın
o saat
iste güzelim o saat
ölüm, o ateşkuşu
ölüm; o mavidüğüm
denizkızlarının türküsünü söyler
ben yalnızım
orkestrada kırık bir saz
kanayarak kosan bir kurt
yüreğim dağbaşında unutulmus vakur bir bayrak yırtılırcasına
bir kutup yıldızı bir ben bir dinmeyen ağrılarım
çiftleşen kuşların böceklerin insanların yalnızlığı
ve müthiş ağlamak istiyorum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer
RandomEhvenişer, birkaç kötüden en az kötü olanı anlamına gelir. Yaşadığımız hayat böyledir. Hep iyisi, daha iyisini isterken buluruz kendimizi. Ancak yaşam en iyisini vermez. Çoğu anlarda iyisini dahi vermez. Elimizde kötünün iyisi, kötünün az daha kötü...