Mutlu, gülerek yürüdüğü yolları, geçtiği yerleri zihninde büyük bir boşluk ile geçmek, artık hayaller, anılar ile kalmak çaresiz hissettiriyordu. Gerçek ile hayal arasındaki bağlantı kopmuş ve kabullenme savaşı veriyordu içinde. Bu savaşı kazanıp kazanamayacağından emin değildi. Gerçek ve hayaller arasındaki uçarım canını acıtıyordu.
İçinin yorulduğunu ve karamsarlaştığını hissediyordu. Yaşama karşı motivasyonu azalmıştı. Bu hisleri biliyordu. Bu umutsuzluktu. Yıllarca bu hisler ile yaşadı. Aylarca bu hislerden uzak kalmıştı. Sonra birşeyler oldu ve kendini bu hislerin içinde buldu. Bu his öyle bir saplanıyor ki kalbine, canı yanıyordu.
Kendisini, ayaklarından başlayarak, başına kadar çaresizlik hislerine gömülmüş halde buluyordu. Ayakları tutmuyor gibi. Sanki bütün kaygıları ve diğer duyguları orada toplanmış gibi hissediyordu. Hislerinin yoğunluğu çok fazla ve bunu taşıyamıyordu.
Mutluydu, yüzü gülüyordu, yaşama umutla bakabiliyordu. Geleceği şekillendirebiliyordu. Yalnız değildi, yalnız hissetmiyordu. Güçlü bir şekilde ayakta duruyordu.
Güzel bir hikayeydi. Nereden bilebilirdi bu hikayenin biteceğini, tekrardan aynı duyguları yaşayacağını? Neydi onun acı eşiği? Ne kadar katlanabilirdi acılara?
Peki ya sabahlar? Akşamlar? Uyanışları anlamsız, uykuları bomboş olmayacak mıydı? Olacaktı. Oluyor.
Bütün samimiyeti ile, kelimelere dökebildiği hisleri, duyguları ile yazıyordu bunları. Çünkü yazmaktan, paylaşmaktan başka çaresi yoktu. Yüreğinin ateşini azaltıyordu ya da böyle olduğunu sanıyordu. Bilmiyordu...
Mutluluğu hak ettiğini, iyi hisler içinde olması gerektiğini düşünüyordu; hayat ise onun için böyle düşünmüyordu. Onun için acı planları vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer
DiversosEhvenişer, birkaç kötüden en az kötü olanı anlamına gelir. Yaşadığımız hayat böyledir. Hep iyisi, daha iyisini isterken buluruz kendimizi. Ancak yaşam en iyisini vermez. Çoğu anlarda iyisini dahi vermez. Elimizde kötünün iyisi, kötünün az daha kötü...