Yeni bir başlangıç

10 1 0
                                    

Bugün haftanın ilk günüydü. İçindeki karamsarlık tuhaf bir şekilde azalmıştı. Önceki günler gibi mutsuzluk içinde uyanmadı. Sakin bir güne uyandı. İçi biraz huzur dolu gibiydi. Birkaç gündür evden dışarı çıkmadığını fark etti. Üstünü giyindi. Parfümünü sıktı. Saçlarını düzeltti. Evden dışarı çıktı.

Yaşadığı yer küçüktü. Bu yüzden en yakın yerleşim yerine gitmek için minibüse binmek zorundaydı. Yarım saat seyahat etti. Minibüsten indi. Caddede yürümeye başladı. Yarım bıraktığı İspanyolca'yı çalışmaya dün başlamıştı. Kulaklığını taktı. İspanyolca podcast dinledi. Artık düşünmüyordu. An'da kalmaya çalışıyordu. Etrafına bakıyordu. Kendi kendine gülümsemeye, içindeki değersizlik, çaresizlik, yalnızlık duygularını yok etmeye çalışıyordu. Başarmıştı. Bomboş hissediyordu. Yaşama sevinci, mutluluk, huzur ile içine doldurdu.

Yurt dışına gitmek istiyordu. İlk gitmek istediği ülke İspanya'ydı. Bu yüzden yarım bıraktığı hedeflerini kendisine tekrarladı ve motive olmaya çalıştı. Bir gün başaracağına inanıyordu.

Şehrin meşhur caddesine girdi. Yürürken dükkanları, mağazaları, insanları izledi. Acıktığını hissetti. En sevdiği çorbadan biri olan mercimek çorbası içmek için lokantaya girdi. Çorbayı içti. Kendini rahatlamış, yemek yemenin yükünü, sorumluluğunu üzerinden atmıştı. Diğer yandan keyif almaya çalışıyordu yaptıklarından. Karşısında bir cafe vardı. Oraya gitmeyi düşündü. Dükkandan çıktı, cafeye girdi. Menüyü inceledi. Türk kahvesi içmek istiyordu. Değişik bir tat denemek için kumda portakallı türk kahvesi içmeye karar verdi. Kahvesi geldi. Farklı bir lezzet tattığını anladı. Yeni şeyleri keşfetmenin heyecanı içini kapladı.

Karşı kaldırımda bir kadın sigara yaktı. Ona doğru daldı. Kendisi sigara içmezdi. Sigara içen kadınlardan hoşlanmazdı. İçindeki anlamsızlık ile kadını izledi. Sigarayı yakışından sanki bir filmden çıkmış biri gibi olduğunu düşündü. Kadın güzel giyinmişti. Siyahlar içindeydi. Siyah en sevdiği renkti. Siyahın içinde kendini bulur, giydiği kıyafetler siyah ise rahat hissederdi. İçinde aitlik duygusu oluşurdu. Kadın birkaç kez yürüyüp durdu. Arkadaşlarını bekliyordu. Kadından hoşlandığı için bakmamıştı. Sadece ilgisini çekmişti hareketleri ve bu sebepten zihni, yaşamın sevilmeye değer olduğu düşüncesi ile doldu. Artık kadını izlemenin kendisinde bir etki yaratamadığını fark ederek kahvesini yudumlamaya başladı.

Zihnindeki düşüncelere odaklandı. Güveni kırılmış, sevgisi incinmiş, hayal kırıklığına uğramıştı. Ancak bütün bunlar yeniden sevmesine engel olmamalıydı. Sevmekten, sevilmekten vazgeçemezdi. Bu onun en temel ihtiyacıydı. Yaşam, sevgisiz, aşksız gidecek kadar uzun değildi. Bunu biliyordu. Sevginin, aşkın içinde bu olumsuz duygular da vardı. Aşkı aşk yapan, sevgiyi sevgi yapan bu olumsuz duygular değil miydi? Sonunu düşünmemeliydi.

Tekrardan sevmek, aşık olmak, hayat arkadaşını bulmak istiyordu. Kendini sevilmeye, sevmeye değer biri olarak görmeye başlamıştı.

Oturmaya devam etti. Rüzgar tenini okşuyor gibiydi. Güneş içini ısıtıyordu. Bu anların tadını çıkarmaya gününü olumlu duygular içinde geçirmeye devam etti. Günü böyle bitirecekti.

EhvenişerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin