Zamanın nasıl akıp gittiğini kavrayamıyordu. Daha dün çocuktu ne ara büyüyüp kendini onlarca sorunun, problemin arasında bulmuştu, hiç bilmiyordu. Anlamıyordu.
Kendini bildi bileli hep yalnız başına problemlerini çözmeye çalıştı. Kendi çabaları ve gayretleri ile sorunlarını halletmeye uğraştı.
Onun için hep güçlü durmaya çalışmak, arkasında birisinin gölgesini hissetmeden yaşamak, sanki en ağır cezalardan biriymiş gibiydi.
Düşmeyi, yıkılmayı çok istedi. Beceremedi. En melankolik anlarında dahi kendini motive edecek şeyler yarattı. Çünkü zordu ayakta kalabilmek, düştüğünde kaldıranının olmadığını görmek.
Özellikle bu düzenin bizlerde yarattığı yalnızlık duygusu, adaletsizlik, kanunların uygulanmaması, baskıcı düzen ile ekonomik problemler elbette ki canını sıkıyordu. Ancak zihnini ona iyi gelecek şeyler ile meşgul etmeye çalışıyordu. Ama sorunlar yine de peşini bırakmıyordu.
Sözlerini noktalamak için "Düşünüyorum; şuan içinde bulunduğum zorluğu aşmam mı yoksa dibi görene kadar düşmek mi gerek?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ehvenişer
De TodoEhvenişer, birkaç kötüden en az kötü olanı anlamına gelir. Yaşadığımız hayat böyledir. Hep iyisi, daha iyisini isterken buluruz kendimizi. Ancak yaşam en iyisini vermez. Çoğu anlarda iyisini dahi vermez. Elimizde kötünün iyisi, kötünün az daha kötü...