Mazide Kalan

8 4 0
                                    

Bir yolculuk anında gözleri dışarıda. Zihninden bin bir türlü düşünceler yollar gibi geçip gidiyor. Hangisini yakalasa, hangisini anlatsa bilmiyor. Bir yerden başlamak lazımdı.

Bundan aylar önce dünyası karanlık idi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bundan aylar önce dünyası karanlık idi. Kapkaranlık bir dünyası vardı. Bir ışık arıyordu. Bir çıkış. Bir umut, bir düş arıyordu. Arayış sonucunda hayat istediğini verdi. Mutluydu. Gözlerinin içi gülüyordu. Arkadaşları "yüzün gülüyor, eski sen gitmiş, yenisi gelmiş" diyordu. Kendindeki değişimleri gözleri ile görüyor, duyguları ile ifade ediyordu. Kendisi için mücadele etmeyi, iki kişilik bir hayat için mücadele etmeyi başarabiliyordu. İstediği düşü bulduktan sonra kendi üzerindeki çalışmaları son bulmamıştı. Motivasyon anlamında daha iyi hissediyordu. Peki sonra ne oldu? Bu düş, bu hayal son buldu. Yaşam onu dürtüyordu "kalk uyan, sana günyüzü yok" diyordu. Uyandı tabi. Sonrası koskoca bir hüsran, hayal kırıklığı, üzüntü, ağlamak, kederlenmek, yaşama sevincini kaybetmek ve bol bol kaygılar ile geçen günlerin içine düştü. İnsanlığa karşı güveni kırılmıştı. Çırpındıkça batar mıydı insan? O kurtulmak yerine dibe batıyordu. Durup dururken gözlerinin dolduğunu fark ederdi. Serde erkeklik var tabii ağlamak olur mu hiç? Olur efendim olur. O ağlardı ansızın. Duygusal biriydi ya da içinde birikenler çıkmak için fırsat kolluyordu.

Yaşam, mutluluğu verirken, derin acılar vermeyi ihmal etmiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaşam, mutluluğu verirken, derin acılar vermeyi ihmal etmiyordu. Bu sahnede süresi dolan kenara çekiliyordu. Olan oyuncuya oluyordu. Yorgun, bitkin, üzgün düşüyordu. Günah kimdeydi? Bu halde, sonraki sahneyi çıkarabilir mi orası meçhul. Sabahın altısında bu satırları yazdı. Rastgele yazıyordu. Aklına gelenleri, herhangi bir şekilde bir kalıba sığdırmak için çaba harcamıyordu. Yaşamında esir olan ruhu, özgürleşmek için kelimeler ile oynuyordu. Belki de bu yüzden yazmayı, kelimeyi icat etti insan.

İçe sığmayan düşünceler, duygular ve belki kelimeden önce intiharı icat etmişti. Kim bilir. Tek kişilik bir tiyatro oyununda.

Sevdiği şair Orhan Veli Kanık'tan bir şiir mırıldandı ve derin bir nefes aldıktan sonra yaşamına devam etti.

"Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Ntasil koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler."

EhvenişerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin