29.07.2014
Herkese merhabaa 💁🏻♀️
Vpn ile ya da yurt dışından giren okurlarım için ben de vpn ile girebilirken bölüm atmak istedim. Bu geç olsa da güç olmayan istikrarlı halim için bi oy ve yorum alırım artık mcldmkcmdkx
Şu an erişimi olmayan okurlarım da - umuyorum ki- erişim engeli kalktığında okurlar bölümü. Umuyorum diyorum ama açılması lazım. Açılll çok büyük heveslerle bu seriye başlamıştım watpadd! Açıll!
İyi Okumalar.
§
Taşlar, doğada bulunan sert, katı oluşumlardır. Öyle sertlerdir ki insanlar onların her şeyi kırabileceğini ama asla kırılmayacağını düşünürler. Ama öyle değiller.
Sıcaklık artar, azalır; basınç artar, azalır. Rüzgarlar çıkar. O sert taşları rüzgar oradan oraya sürükler, yuvarlar. En sonunda taşlar dayanamaz ve unufak olur.
Taşlar bile şahit oldukları değişimlere, savruluşlara dayanamayıp dağılırken kalp nasıl dağılmasın?
Her gün atıyor ve yoruluyor. İnsanlar onu umursamadan ağır yükler altında eziyor. Elleri arasına alıp sıkıyorlar. Oradan oraya savruluyor kalp. Savrulmalara taş dayanamazken, kalp nasıl dayansın?
Kırılıp, parçalanan taşların birçok önemli görevi vardır. Ufalanan taşlar, toprağı zenginleştirmek ve bitkilerin büyümesine yardımcı olmak için kullanılabilir. Ufalanan taşlar, toprağa mineral ve besin maddeleri sağlar ve toprağın su tutma kapasitesini artırır.
Peki ya ufalanan kalp bir işe yarar mı?
Sessizliğin içinde çalmaya başlayan telefonumla daldığım yerden irkilerek çıktım. Toprak yoldaki boş bakışlarımı çektim. Telefonumu cebimden çıkartırken dahi kucağımdaki saksıyı asla kendimden uzaklaştırmıyor, sürekli lavantaların kokusunu içime çekiyordum.
'🤍'
Çalan telefonumun ekranına bir süre baktım.
Açmazsam meraklanır. Sürekli açtım çünkü ben onun telefonunu. İşim olduğunda dahi açıp müsait olmadığımı söyleyip kapatmama alıştırdım onu.
Açarsam iyi olmadığımı hemen anlar. Sesimden anlar. Konuşmamdan anlar. Anlar ve yanımda olmak ister. İşte ama. Gelemez. Gelmek isterse bir yolunu bulup gelir. Benim için işini aksatmasını istemiyorum.
Telefonum çalmaya devam ederken yorgun bir nefes verdim. Kağan'ın bakışlarını üzerimde hissederken yanıtladım aramayı.
İlk Yavuz konuşsun istedim. Onun sesini duymak istedim. Bana sevgilim, desin istedim. Ya da bir tanem. Belki hayatım. Fark etmez. Birini desin ama. Derken de dünyadaki tüm iltifatları etsin istedim.
"Sevgilim."
Öyle içten öyle güzel sevgilim, dedi ki tüm isteklerimi karşıladı. İçim umutla doldu. Nasıl oluyor da sadece sevdiğin birinin en içinden konuşması insana böyle umut olabiliyor?
Yüzümde içimdeki tüm acıya rağmen minik bir tebessüm oluştu. "Efendim canım." Sesimin olabildiğince normal çıkması için çabalamıştım.
"Yoğunsun sen sanırım."dedi. Sesi çok enerjikti. "Yoksa arardın beni biliyorum." Kendinden emin bir şekilde devam etti. "Ya da teşekkür için akşamı bekliyorsun." Sesindeki muziplik beni normal şartlarda güldürürdü, ona eşlik ederdim.
"Yoğundum, arayamadım." Sevdiğim birini görmek, ona sarılmak hatta sesini duymak bile ona sığınıp ağlama isteğimi artıyordu. Bunu istemsizce sesime de yansıtmıştım.