KO-20

176 16 2
                                    

24.08.2024

Herkese merhabaa 💁🏻‍♀️

Uzun zamandır wattpad hakkında net bir karar çıkacak mı diye bekliyorum gerçekten. Bölümü atmamam, bekletmem bundan kaynaklı. Ve maalesef ki hala net bir karar yok. Kararın olmamasından ayrı her kafadan ayrı bir ses de çıkıyor. Tepkimizi en net şekilde ortaya koyabilmek için uygulamayı kullanmaya ara vermek seçeneği denlenmeye değer şu anda. Sizlere bölüm gelecek dediğim için bu bölümü de paylaşıyorum. Wattpad konusu en azından şu anki halinden biraz daha net olarak belli olduğunda bölümler gelmeye devam edecek. Sizden de ricam wattpad kullanımını en aza indirmek, hatta tepkimiz daha fazla dikkat çekene kadar bırakmak... Bir de bu şekilde deniyelim bakalım. Özgürce kitaplarımız ulaşmak onlara kavuşmak tek dileğim 🙏🏻

İyi Okumalar.

§

Tüm hislerim içimde bir girdap oluşturmuş durumda. O girdaba kapılmamak için kaçıyorum. Ben kaçtıkça girdap beni içine çekiyor.

Kaybolmak istemiyorum. Kaybolmaktan korkuyorum.

Bunun bir süreç olduğunun farkındayım. Meşakkatli bir süreç olduğunun da farkındayım. Bu hislerim, bu kaçışım bir gün son bulacak. Girdabım durulacak ve serin sularda dilediğimce kulaç atacağım ben. Ama önce şu andan sağ çıkmam gerekli.

Yüzleşmekten delicesine korktuğum, sırf bu yüzden İstanbul'a doktora bile gidemediğim kadın salonumuzdaydı.

Annemi görmeyi beklemeyen gözlerim beynime tekrar tekrar görüntü sinyalleri yolladı. Doğru algıla, diye emir verdi gözlerim beynime. Beynim inatla annemin varlığını algıladı.

Bakışlarım annemin arkasında beliren adama kaydı. Tam gözlerinin içine baktım, bu işte parmağı var mı diye. Bana sürekle annemle yüzleşmemi söylüyordu ve kaçtığım için kızıyordu bana. Şimdi sırf ben gitmiyorum diye onu buraya getirmiş olabilir miydi?

Yapmış olma Yavuz. Yapmış olma. Tutunduğum dalını kırma.

Afallamış şekilde ayağa kalktığımda bakışlarım anneme döndü. O çalan kapı aslında benim kıyametimin suru olduğunu bilsem Yavuzun açmasına asla izin vermezdim. Suru üfleyen kişinin bizzat o olma ihtimali varken bile...

Bakışlarım Yavuza döndü. Gözlerinden gözlerime gizli kelimeler aktı. Geleceğinden haberi yoktu. Suru üfleyen o değildi. Eğer o olsaydı, benim kıyametimin haberini o verseydi onu iki cihanda da affedemezdim. Kırılacak yeri kalmayan kalbime bunu yapmış olsaydı kalbim onu affedemezdi.

Bakışlarım anneme tekrar değdiğinde "Ne işin var burada?"diye sorabildim.

Annemin bildiklerinden, onunla yüzleşmekten sonuna kadar kaçmak istesem de buradaydı ve ben deli gibi korkuyorum. Beni sevmeyişi yüzüme tokattan daha ağır bir şekilde çarpmasından korkuyorum.

Gözleri dolu doluyken bana doğru yaklaştı. Elleri bedenime uzanırken "Çok merak ettim seni kızım."dedi. Elleri omzumun iki yanında yerini aldı. "Sen beni çıldırtmak mı istiyorsun?"diye sordu duygulu duygulu. "Niye açmıyorsun günlerdir telefonlarımı?" Elleri yüzüme çıktı. "Sana bir şey oldu diye ödüm koptu benim." Yanağına dolu gözlerinden yaş süzüldü. Silik bir tebessümle "İyisin ama çok şükür."dedi.

Hareketsizce yüzüne baktım. İçimdeki kırıklar canımı yaktıkça yaktı. Madem beni merak edip gözlerin dolacak kadar seviyorsun neden beni kurban ettin?

İçimde asla kapanmayan sadece kanaması duran yaralarımın sızısı gözlerimi doldurdu. Annesi tarafından sevilmeyen küçük kız çocuğunun gözleri doldu. "Neden yapıyorsun bunu bana?"diye sordum. Bu, çaresiz bırakılmış bir kadının acı yalvarışıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Keşke Olsaydı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin