❗Yeni bölüm sınırı 140 oy, 140 yorum. Sınırı doldurmak için atılan emojiler ve 'yb'ler sayılmayacak ❗
⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯
Bir an vardır tüm dertlerini unutur gidersin. Hep o anda yaşamak istersin. Onca sıkıntının bir anda gidişiyle tüm bedenin hafifler, kuş gibi olur. Bir an vardır...
Genç adam sulu mavilerini babasından çekip kadınına çevirdi. Zaten avuçları arasında olan o narin eli dudaklarına götürdü. "Her şey güzel olacak bir tanem. İnan."
"Her şey güzel olacak. İnanıyorum" diye fısıldadı genç kadın.
"Biz çıkalım da Yavuzla Bahar biraz yalnız kalsın."
Hamitin sözü üzerine herkes yavaş yavaş odayı boşaltmaya başladı. En son çıkan Hamit kızı ve oğluna kısa bir bakış atıp kapıyı örttü. Bunlar olurken Yavuz aşk ve özlem dolu bakışlarını bir an olsun karısından çekmemişti.
Odada yalnız kaldıklarında ikisinden de ses çıkmadı. Bir nefes sesleri vardı oda da. Bir de ağlamaktan nemlenen burnunu çeken Baharın sesi...
Genç adam yanağına bir damla yaş süzülürken tekerlekli sandalyede oturan karısını kolları arasına aldı. Kucağına çekti onu.
Genç kadın yan bir şekilde kocasının kucağına oturunca sağ kolunu boynuna doladı. Yüzünü özlem duyduğu kokunun kaynağına gömdü. O kokuyu derince içine çekti. Dudaklarından bir hıçkırık koptu o anda.
Genç adamın da karısından bir farkı yoktu. Aylardır kalbinin tam ortasında olan, onu öldüren ağrı birden yok olup gitmişti. Karısını gördüğü ilk an kalbindeki yara kapanmış. Yüzünü karısının boynuna gömdüğü ilk an cehennemde zincirli ruhu cennet kokusuyla iyileşmişti.
Göz pınarlarından akan yaşı silmeden burnunu karısının saçları arasına gömdü genç adam. Karısının kömür karası saçları ıslanan yanaklarına yapıştı. Çekmedi onları. Aylardır özlediği kadının her bir teline aşık olduğu saçı yüzüne yapışmış çeker mi hiç?
"Çok özledim seni Bahar'ım. Çok..." Genç adamın titreyerek döküldü kelimeleri dudaklarından.
Genç kadın konuşamadı. Dudaklarından ardı ardına dökülen hıçkırıkları buna engel oldu. Ağlamak onun acizlik değildi. Aksine güçlü insanlar ağlardı ona göre. Güçlüydü... Onca zorluğa göğüs germiş minicik vücudu hala ayaktaydı. Güçlüydü... Ağlamaktan utanmazdı. Limanında ağlamak daha da güzeldi onun için. Aylarca içine attığı yaşlar teker teker dökülüyordu. Her içine akan yaşta cayır cayır yanan yüreği, yaşlar yanağına aktıkça soğuyordu.