✢ 43'ten devam 6 ✢

1.7K 115 27
                                    

Bahar eve kadar dayanamayıp yol kenarında yıkadığı çilekleri yiyerek büyük evin bahçesine girdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bahar eve kadar dayanamayıp yol kenarında yıkadığı çilekleri yiyerek büyük evin bahçesine girdi.

Bir yandan da Zeynep'in telefonda nişanlısına attığı tribe kahkaha atıyordu. Zeynep sinirle telefonu kapattı.

"Öküz yaa, öküz. Bir de özür dileyeceği yerde zeytinyağı gibi üste çıkıyor" diye bağırdı Zeynep

Birden karşılarında beliren Serdar kolunu kardeşinin omzuna atıp,

"Bak ben diyorum bu damattan hayır yok. Vakit varken at yüzüğü gitsin" dedi

"Kapa çeneni Serdar" diye kükredi Zeynep ve elindeki poşetleri Serdarın eline tutuşturup,

"Al birazda sen taşı" dedi ve hızlı adımlarla eve girdi.

Nefes kahkaha atarak Baharın koluna girdi. Bahar da kendini tutamayıp gülerken içeriye girdiler.

Alınanlar mutfağa yerleştirilirken Bahar da aynı Karabayırda evde arkadaşları varken yaptığı tek şeyi yaptı. Bir kenarda oturdu.

Bahar sıkıntıyla nefes verip masanın üstündeki geniş tabağın içinden bir elma aldı. Elmasından bir ısırık aldığı sırada balkondan içeriye oğlan çocuğu girdi.

Bahar çocuğun balkondan nasıl girdiğini düşünürken Mehtap,

"Mıstık ben sana kaç kere balkon demirine tırmanma dedim. Sen neden yapıyorsun oğlum ? Düşüp kıracaksın bir yerlerini" dedi

"Düşmem ki Mehtap teyze" dedi Mustafa. Ardından buraya gelişinin asıl amacını söyledi,

"Babaannemler birazdan sizi ziyarete gelecekmiş. Onu haber vermek için yolladılar beni" dedi

"Babaannene söyle telefon icad edileli yıllar oldu" dedi mutfağa yeni giren Serdar

"Oğlum yapma" dedi Mehtap uyarır şekilde

Serdar omuz silkip eline bir bardak aldı ve sürahiden su doldurup içti. O sırada küçük Mustafa da çoktan gitmişti bile.

Bahar evin hemen bahçesindeki yemyeşil çimenlere uzanıp gözlerini kapattı. Güneş ışığının yakıcı etkisi tüm bedenini sararken kalkmayıp yatmayı tercih etti. Bir kaç ay sonra bu güneşe hasret kalacağını düşünerek kalkmadı.

Genç kadının gözlerine hücum eden güneş ışığı, kapalı gözlerinde siyah fonun üzerinde sarı benekli bir görüntünün oluşmasına neden olurken bu sarı renk aklına kocasının saçlarını düşürdü.

Dudaklarında minik bir tebessüm peydah olurken doğanın sesine kulak verdi. Kuşlar etrafta öterek uçuşurken onları dinledi. Huzuru dinledi.

Hafif hafif esen rüzgarı çıplak tenine hissetti. Huzuru hissetti.

Havadaki o parfümleri konu olan kokuyu içine çekti. Etrafa karışan bin bir türlü çiçeğin birbirine karışmış kokusunu içine çekti. Nemli toprağın kokusunu içine çekti. Huzuru ciğerlerine hapsetti.

Keşke Olsaydı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin