Dün panomda belirtmiştim ama görmeyen olduysa diye tekrar söylemek istiyorum. Dün sınır dolunca bölümü atacaktım ama son güncellemeden sonra uygulama iyice kafayı yedi. Bölümü bir türlü yayımlayamadım. Üzgünüm :((
Bu bölüm hakkında değil de bundan sonra ki bölüm hakkında küçük bir şey söylemek istiyorum. Aslında birazı da bu bölüm hakkında: Bundan sonraki bölüm uzun bir bölüm. +5000 kelimelik falan. Umarım bu haber sizi motive eder ve oy ve yorum daha çabuk geçersiniz.
Bu bölümün sınırı 140 oy, 140 yorummm
Hadi bölüme geçelim artık ↴
⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯⎯
Konvoy Karabayıra tekrar dönünce Bahar hariç herkes evlerine dağıldı. Bahar ise sorumlu olduğu yardımın sorunsuz gerçekleştiğini gerekli yerlere bildirmek için yapması gerekenleri yaptı. İşi bitince Yavuzu görmeden gitmek istemedi.
Yavuzun odasının önüne geldiğinde kapıyı tıklatıp bekledi. Yavuzdan ses gelmeyince meraklanıp içeriye girdi.
Odanın boş olduğunu görünce etrafına bakınmaya başladı. Odadaki banyonun kapısı açıldı.
Bahar banyodan belinde havluyla çıkan Yavuzu görünce sertçe yutkundu. Yavuzun göğsünden aşağıya doğru süzülen su damlaları dikkatini dağıtırken silkelenip bakışlarını Yavuzun mavilerine dikti.
Yavuz Baharı görünce şaşkınlıkla karısına baktı. "Bahar, bir sorun mu var? " diye sordu
"Bugün sabah korkudan sana teşekkür edememiştim. Teşekkürler" dedi Bahar
Yavuz saçını kuruladığı küçük havluyu yatağın üstüne atıp "Neden teşekkür ediyorsun? " diye sordu
"Sen olmasan... Yani bugün beni korumasaydın..."
Yavuz Baharın iki kolundan tutup "Bahar bunda teşekkür edilecek bir şey yok. Eğer o adamı ben değilde başka birisi fark etse yine korurdu seni" dedi
Baharın gözleri dolarken "Ben..." dedi. Gözünden bir damla yaş akarken Yavuzun boynuna sarılıp "Ya sana bir şey olsaydı" dedi.
"Ama olmadı. Sen buradasın, ben buradayım" dedi Yavuz Baharın belini sarıp
"Buradasın" dedi Bahar Yavuza daha sıkı sarılıp
Bahar aklına gelen şeyle Yavuzdan ayrıldı ve yanağındaki yaşı silip "Arkanı dön" dedi