74. Bölüm (Kaçak Aşk)

405 59 10
                                    


Geldim geldim sabırsız bonjuklarım:) Süreyya ve Gökbey' i size emanet edip hemen kaçıyorum. 

Öhöm bölüm sonu malum yüz kızartan sahnelerle karşılaşacaksınız! Uyarı spoi :)

Azcık yorumlara gelin de dertleşelim:) Hemen okuyup kaçıyorsunuz :( Yazarım nasılsın diyen yok hiç:(:)


"Sen tanıklık ettiğim aşkın doğuşusun! Parmak uçlarınla dokunduğun her noktada, tatlı bir iz bırakıyorsun. Gözlerinin değdiği her yerde büyülü izlerini keşfediyorum... Sana kabuslardan arınmış rüyalar armağan edebilmeyi çok isterdim Süreyya' m." Gökbey.

KAÇAK AŞIKLAR

Gökbey eve dönerken zihninde dönen, henüz yeni yakaladığı karanlık gölgelerin içinden çekip çıkardığı bu anıya tutunmuştu. Gülümsemesi yüzüne yayıldı.

Eve gitmişti gitmesine ama aklı bu gece Süreyya'ya yapacaklarındaydı. Süreyya ile az önce mesajlaşmışlardı birbirlerine iyi geceler dilemişlerdi.

Gökbey' in gecesinin iyi geçeceğinden emin olmak için tekrar geldiği yolları arşınlayarak Süreyya' nın evinin önüne geldi.

Yuvasından zorla koparılmış ama büyüyüp kanatlanınca hiç unutmadığı yuvasına dönen kuşlar gibi Süreyya'nın penceresine tünemişti.

Terasa çıktığında, penceresi açık uyuyor diye söylenemeye başladı. "Daha önce de demiştim ama demek ki kale alınmıyorum." dedi, canı sıkılsa da şimdilik bunu çözmesi gereken sorunlar kervanına ekleyerek sessizce içeriye süzüldü.

Süreyya' yı korkutmadan onu nasıl alıp gideceğini düşünürken, yatakta mırıldanan Süreyya'nın sesi kulağına geldi.

"Kabus mu görüyor." dedi, içinden ona yaklaşıp. Yüzündeki ifade endişelenmesine yol açtı. Bir an ne yapacağını düşünürken, eli düşünmeyi bırakıp saçlarına uzandı. Süreyya' nın herhangi bir tepki verip vermeyeceğini bekledi.

Tepki gelmeyince saçlarını okşadı. "Güzelim." dedi, fısıldayarak "O kabuslar, hala senin peşini bırakmadı mı? Elimde olsa da söküp alsam içinden onları. Belki de alırım." dedi, kendi kendine tebessüm ederek.

"Ulan Gökbey şu yaptığına bak el kadar yüreği olan can senin gibi koca adamı alıp oyuncak etti." dedi, Süreyya mırıltıyla "Gökbey." dedi, onun uyandığını fark edince "Buradayım sevgilim." dedi, fısıltıyla ama Süreyya hala uyuyordu. Uykusunda konuştuğunu fark ettiğinde Süreyya yüzünü buruşturarak tekrar "Hayır Gökbey!" dedi, ses tonu daha yüksekti.

Gökbey' in içinde ne kadar damar varsa sızım sızım sızladı. Ciğerini ateşe atmışlardı sanki yangısından çığlık atmamak için kendini tuttu. "Kabus görüyor ve sebebi benim!" dedi, kendine öfkelenerek.

Hiç düşünmeden yanına uzanıp ona sarıldı. "Süreyya' m can parem, ben buradayım." dedi, saçlarının üzerinden fısıltıyla konuştu. Süreyya da hiç yadırgamadan ona sarılan kollara sarıldı. Sıcaklığıyla tüyleri ürperen Gökbey, bir an dehşet içinde kaldı.

"Ben olduğumu biliyor mu ki? Böyle sarıp sarmaladı." diyerek homurdandı. O sırada Süreyya irkilerek uyandı ve tam çığlık atacakken Gökbey ağzını kapadı. İrileşmiş gözlerle ona dönen balköpüklerinde neredeyse aklını kaybedecekti. "Süreyya benim Gökbey." dedi hemen daha fazla korkmasını istemiyordu. Gözlerindeki köpükler okyanusun dalgası gibi gel gitler içindeydi. Nefes nefese kalan Süreyya Gökbey' in elini tutarak ağzından çekti.

GÖLGE VE SANRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin