Selamlar, daha önce attığım yeni bölümün revize edilmiş hali. Süreyya ve Gökbe' e ait bölümlerin eksik olduğunu hissettim ve ikisine ait baya bölüm yazıp ekledim. Şimdi içime daha net sindi. 7000 kelime olmuş bu bölüm :)
Keyifle okuyup, yıldızımızı da parlatın nazar bonjuklarım :) Öpüldünüz...
Yorumlarınıza her zaman talibim. :)
Medyadaki şarkıyı mutlaka dinleyin... Efsane.
Nişan Merasimi
Yemekten sonra çay ve tatlı faslına geçildiğinde kapı çaldı.
"Ben açarım." Süreyya, Esma ve Mahir' i karşılamak için neredeyse koşar adım kapıya gitti. Kapıyı açar açmaz Esma' nın boynuna atladı.
"Esma, canım hoş geldiniz."
"Süreyya kuzum, hoş buldum."
"Çok özledim."
"Ben de özledim." Esma ve Süreyya ayrıldıktan sonra Mahir, buruk bir sesle konuştu. Elindeki hediye paketleri ile öylece yanlarında duruyordu.
"Beni özlememişsin."
"Kıskançlık yapma. İkinizi de çok özledim." Mahir gülümsedi. Elindeki paketleri kenara bıraktı ve Süreyya' ya sarıldı.
Herkes burada ve bizimkiler de sizi çok özledi. Hadi içeriye geçelim."
İçeriye girdiklerinde ortamın enerjisi bir anda değişti. Onları görünce mutlu oldular.
Zeynep koşarak Esma' nın kucağına atladı. "Eçmaa."
"Aşkım, prenses nasılsın bakalım?" Kucağına aldığı Zeynep' e sarılıp öptü.
"İyi çen? Hediye?" Zeynep' in söylediği şey herkesi güldürdü.
"Aldım prenses. Bak içeride gel beraber gidip alalım." Onu yere indirdi ve elinden tuttu. Hediye paketlerinin olduğu yere yönelerek onun için aldığı paketi alıp Zeynep' e verdi.
Zeynep aldığı paketle beraber süzülerek, babasının yanına koştu. Bu sırada Mahir, herkesle selamlaştı. Gökbey' e gelince durdu. Onu baştan aşağıya süzdü. Bir anlığına balayına çıkmadan önceki hali gözünün önüne gelince içi burkuldu.
"Nasılsın?"
"İyiyim sağ ol Mahir, sen nasılsın? İyi görünüyorsun." Gökbey Mahir' in ne hissettiğini yüzünden okudu.
"Beni boş ver. Seni böyle sağlıklı görmek beni mutlu etti." Samimiyeti yüzünden anlaşılıyordu. Ona sarıldığında bu samimiyet Gökbey' e de geçti. Gökbey de aynı şekilde sarıldı.
Onlar konuşurken Esma' da diğerleriyle sarılıp hasret giderdi.
Hikmet ve Münevver aynı anda, "Salın çocukları da bir oturup nefeslensinler. Onca yoldan geldiler."
"Aç mısınız çocuğum? Hemen size yemek hazırlayayım."
"Aç değiliz Münevver teyze, gelmeden önce yedik. Teşekkürler."
"Ama çaya ve tatlıya hayır demeyiz." Münevver Mahir' in çayı ne kadar sevdiğini biliyordu.
"Yemek için ısrar etmeyeceğim oğlum, çay ve tatlı için tam zamanında geldiniz. Hadi oturun ayakta kaldınız."
Süreyya ve Esma yan yana oturdu. Mahir, Esma' nın yanına Gökbey de yorgun kuşlar gibi Süreyya' nın yanına tünemişti.
"Artık sana yeni gelin diyebilirim. Balayınız nasıldı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE VE SANRI
Fiction généraleHiçbir karşılaşma rastgele değildir. Bazı yollar öylesine kesişmez; onlar, ustalıkla çizilmiş bir kaderin tuzağıdır. Yavuz Selim, soğukkanlı, tehlikeli ve kusursuz bir manipülatör. İstanbul'un yeraltı dünyasında söz sahibi, uluslararası işlerin per...