Kaçış...
"Güniz, hemen benimle otoparkta buluş. Sakın kimseye ama hiç kimseye bir şey belli etme lütfen yalvarıyorum sadece çabuk gel! Sana ihtiyacım var yalnızca sana!" Dedi ağlamaklı bir sesle...
Güniz ise, ne olduğunu anlamayarak ama o an sorgulamadan çok fazla endişelense de etrafına çaktırmadan gülücükler saçarak çıktı oradan. Otoparka gittiğinde Süreyya'yı elinde çantası ve telefonu ile tir tir titrerken buldu. Şok içinde karşısında her an bayılacakmış gibi duran Süreyya'ya bakıyordu. Tek diyebildiği ise, "Süreyya..." oldu. Süreyya ise, o sırada Güniz'in aracının başında düşmemek için arabaya tutunarak zar zor ayakta duruyordu.
"Güniz, acele et lütfen, hemen buradan çıkmamız lazım. Hadi aç şu kapıları hadi!" Diye, çırpınıyordu.
"Süreyya, neler oluyor? Bu halin de ne böyle?" Derken, aynı anda kapıyı açmıştı.
"Sorma Güniz, şuan bana hiçbir şey sorma sadece buradan gidelim. Lütfen çok uzağa bir yere gidelim..." Dedikten sonra Güniz, önce arkadaşına afallamış bir şekilde baktı ve dediğini yapmak üzere hiç düşünmeden harekete geçti. Bir süre yol aldıktan sonra Süreyya Güniz'e,
"Hemen telefonunu kapat." Diyerek, kendisi de aynısını yapmıştı.
Süreyya kaçarken arkasında bıraktığı enkazın farkındaydı. Korktuğu şey ise sevdiklerinin ve kendisinin o enkazın altında kalmasıydı... Bir süre gittikten sonra,
Güniz: "Süreyya iyi misin canım? Bana artık neler olduğunu anlatır mısın?"
Süreyya: "Güniz, bana hiçbir şey sorma. Sadece uzaklaşmam lazım, buradan gitmeliyiz." Dedi, tedirgin bir şekilde hala çok korkuyordu!
Güniz ise, daha fazla dayanamadı arabayı müsait bir yere çekti ve aniden durdu. Durduğu anda Süreyya çıldırdı.
Süreyya: "Sen ne yapıyorsun Güniz devam etmeliyiz, sakın durma hadi lütfen devam et ama bir dakika!" Dedi ve durup düşünmeye çalıştı. Güniz arkadaşına inanamaz gözlerle bakmaya devam ediyordu.
Güniz: "Canım ne oluyor beni korkutuyorsun, kimden kaçıyoruz neden kaçıyoruz, delireceğim bir şey söyle Süreyya?"
Süreyya: "Bu arabayla gidemeyiz. Başka bir araçla gitmeliyiz, soru sorma lütfen gittiğimiz yerde her şeyi anlatacağım önce gidelim ama arabayı değiştirmeliyiz."
Güniz: "Tamam Süreyya sormayacağım! Nereye gideceğiz ki hem onu bile düşünmedik arabayı değiştirmek derken? Kahretsin hiçbir şeye cevap vermiyorsun ki köşeye sıkışmış gibiyim nereye gittiğimi ne yaptığımı bilmiyorum izin ver biraz düşüneyim."
Süreyya: "Acele etmemiz lazım!" Dedi, etrafını kontrol ederek sürekli arkasına bakıyordu. Takip edilmekten korkuyordu. Güniz, düşünmeye bir çözüm bulmaya çalışıyordu ama Süreyya' nın davranışları dikkatini dağıtıyordu!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGE VE SANRI
Ficción GeneralHiçbir karşılaşma rastgele değildir. Bazı yollar öylesine kesişmez; onlar, ustalıkla çizilmiş bir kaderin tuzağıdır. Yavuz Selim, soğukkanlı, tehlikeli ve kusursuz bir manipülatör. İstanbul'un yeraltı dünyasında söz sahibi, uluslararası işlerin per...