Aradan geçen bir ayın sonunda Meyra gecenin bir yarısı midesinin ağzına gelmesiyle uyanarak yataktan koşup lavaboya gitti. Midesini iyice boşalttıktan sonra yüzüne bir su çarptı. "Meyra, iyi misin?" Arhan'ın sesiyle midesini tutarak ona döndü. "Dün gece yediğimiz o köfte çok yağlıydı ondan herhalde midem bozuldu.""Daha iyi misin şimdi, istersen bi hekime gidelim."
"Yok yok geçti iyiyim."
Arhan karısının yanağını okşayıp elinden tutarak geri odalarına götürdü. Sabah olduğunda kahvaltı yaparlarken Elif kızının burnunu silerken Meyra'nın solgun yüzüne baktı. "Yüzünün rengi gitmiş Meyra iyi misin?" Meyra çatalındaki salatalığı siniye bırakıp gelişigüzel kafa salladı. "İyiyim abla sadece midem kötü geceden beri."
"Bulanıyor mu?"
"Evet ya dünkü et dokundu herhal."
Elif gözlerini büyüterek Meyra'ya doğru eğildi. "Gebe olmayasın?" Meyra duyduğu şeyle olduğu yerde durdu. Doktora gittiklerinden beridir umudunu nedense o kadar kesmişti ki hamilelik durumundan, aklının ucuna dahi gelmemişti bu ihtimal. Hem henüz aybaşı da olmamıştı. İçine dogan umutla heyecanlandı. "Bilmem ki.. olabilir mi?"
"Kız Arhanla şey etmiyor musunuz siz?" Meyra duyduğu şeyle öksürük krizine girince Elif gülerek su uzattı "Helal helal.. Utanma kızım ne var bunda doğal bir şey nikahlısınız siz."
"Şey.. yani tabii ediyoz abla."
"E o zaman neden olmasın? Âdet oldun mu?" Meyra utanarak bakışlarını kaçırdı. "Daha olmadım."
"İyi ya işte kesin gebesin kesin. Yürü Ayşe teyzeye gidelim. O anlar." Meyra duyduğu isimle hızlıca salladı kafasını. O kadına zaten bir kere gitmişlerdi tekrarına gerek yoktu yine hamile değilse laf olurdu. "Yok ona gitmeyelim..Ben bir yöntem duymuştum onu yapalım."
Meyra tabii ki Ayşe teyzenin ona yaptığı yöntemi deneyecekti. Ha ona gitmişler ha aynı yöntemle kendi yapmış ne fark ederdi canım, Ayşe teyzenin eli sihirli değildi ya sonuçta. Pekala kendi de yapabilirdi. Elindeki idrarı da sirkenin üstüne döktükten sonra dua ederek beklediler. Rengin değişmeye başladığı görünce Meyra sevinçle gülmeye başlayıp kendisine sarılan Elif'e sarılarak bağırdı. "Gebeyim Elif abla gebeyiiim."
Elif içindeki sevinçle kahkaha atarak daha sıkı sarıldı kardeşi gibi gördüğü gelinlerine "Ayy Meyra'm tebrik ederim. Allah analı babalı büyütsün.." Meyra yüzünde gülücükler saçarak geri çekildi. Sonra bu ihtimalin kesin olmadığı aklına gelince gülüşü yüzünde soldu. "Peki ya yanlışsa, hekim bilgisi değil ya sonuçta.." Elif gözlerini yere dikip kısarak düşündü. "Doğru diyon. Hekime gidip doğrulamak lazım.. Arhan'a söylemen gerek o zaman ablam." Meyra bunu Arhan'a sürpriz yaparak söylemek istiyordu ama bu ihtimal sanırım biraz düşüktü. "Ben ilk kendim öğrenmek istiyom abla. Yani Arhan'a sürpriz yapma niyetli.."
"O biraz zor işte. Merkeze tek gidemeyiz ki mecbur o götürecek."
Meyra aklına gelen fikirle umutla gülümsedi. "O zaman şöyle yapalım. Arhan'a merkezden alacak şeylerimiz var diyelim. Sonra onu yanımızdan göndeririz özel diye. O arada hastaneye gideriz, nasıl?"
Elif ağlamaya başlayan oğluna göğsünü açarak emzirmeye başlarken dudağını büzdü bilmem dercesine "E hastaneye nası gidicez, yolu biliyon mu sen?"
"Ya taksiye bineriz en yakın hastaneye gideriz işte. He abla olmaz mı, lütfen?" Meyra yalnız gitmekten biraz çekindiği için tek vadesi görümcesinin de onunla gelmesiydi. Elif Meyra'nin bu heyecanlı halini görünce tebessüm etti. "Olur ablam öyle yaparız o zaman. Akşam Arhan geldiğinde deriz, yarın gideriz inşallah." Meyra sevinçle kıkırdayarak sarıldı Elif'e "Teşekkürler abla ya iyi ki varsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARHAN
Любовные романы1980'lerde Osmaniye'nin bir köyünde geçen; Hapisten yeni çıkan kalbi taş tutmuş Arhan ve yıllar öncesinden beri onu kalbinde taşıyan Meyra'nın hikayesi.. ARHAN isimli ilk hikayedir :) ( Eski zaman kurgusudur, bunu göz önünde bulundurarak yorumları...