"Oğlum dur dinle öyle deği-" Arhan ateş fışkıran bakışlarını, annesinin gözündeki korkudan farkı olmayan kardeşine çevirdi. "Ne demek bu Bilnur, her şeyi şimdi anlatıyorsun düzgünce, çabuk!" Hasret bakışlarını kızına çevirip kaşlarını yapma dercesine yukarı kaldırdığında Arhan kardeşinin yanına gelip kolundan tutarak ayağa kaldırdı. "Meyra uyuyor ve uyanıp bunları duysun asla istemiyorum. Ben hâlâ sakin olmak için savaş verirken bahçeye çıkıyoruz ve en baştan anlatıyorsun her şeyi. Çabuk Bilnur, ana sende arkamızdan geliyorsun!"Üçü bahçeye çıktığında Arhan anlatması için keskin bakışlarını kardeşine çevirdi. Bir yapma dercesine kendisine bakan annesine bir de gözlerinde kıyamet kopan abisine bakarak korkuyla mırıldandı Bilnur. "Abi.. Ben bilmiyom yani tam bilmi-"
"Bilnur geveleme çabuk anlat!"
Bilnur korkasada kendisinin bu olayla bir alakasının olmaması rahatlığıyla o gün mutfak kapısında duyduğu her şeyi anlattı. Arhan'ın dinledikçe daha da korkunçlaşan bakışlarıyla Hasret ağladı ağlayacak hale geldi. "Böyle işte abi.. daha da bir şey bilmiyom ben. Her şey zaten üst üste gelmişti ve sen anamı teyzemin yanına göndermiştin. Ondan bunu da söyleyip daha kötü olmasın her şey diye sustum..Valla benim bu planla hiçbir alakam yok abi yeminle. Ben sadece işittiklerimi dedim."
Arhan o kadar afalladı ki.. Öz annesinin içindeki kötülüğe an be an şahit olduğu bu dakikalar ona zulüm gibi geldi. Anası tutup kalbinden bıçaklasa daha az yara alırdı. "Ana.. Doğru mu bunlar?" Hasret dolu gözleriyle çekinerek bir bakış attı oğluna. Doğru dediği anda defol burdan diyecek gibi bir hali vardı. "Arhan'ım, ben senin iyiliğin içi-"
"Doğru yani, öyle mi?" Hasret sessiz kaldığında Arhan tüm öfkesiyle arkasına dönüp kocaman bahçe masasını güçlükle aldığı gibi yere fırlatınca cam masa tiz bir ses çıkararak parçalara ayrılıp kırıldı. Çıkan sesle Bilnur ve Hasret korkuyla geri geri gittiğinde Arhan delirmiş gibiydi. Duydukları onu deliye çevirmişti. Öz annesi, nasıl olur da o evliyken başka bir kadını yatağına sokmayı planlayabilirdi?
"Bundan sonra sen benim anam değilsin bende senin oğlun değilim. Bu evden çıkıp gidiyorsun ve bir daha asla gelmiyosun. Duydun mu ulan beni?!" Köylüler tek tek kapıya çıkıp merakla ne olduğuna baktığında Hasret hüngür hüngür ağlamaya başladı. "Oğlum yapma böyle ben iyiliğin iç-"
"Çık git dedim sana çık git!" Bilnurla da dolan gözleriyle tir tir titreyip ağlayan annesinin sakinleştirmeye çalıştığı sıra yan evden çıkan komşuları seslendi. "Arhan ne ediyon anana oğlum ayıptır yapma etme anan o senin." Arhan bu sefer ateş püsküren bakışlarını kendisine haddi varmış gibi seslenen Seher'e çevirdi. "Sanane Seher teyze sen karışma haddin değil. Girin ulan hepiniz hoşunuza mı gitti tiyatro izler gibi izlemek!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARHAN
Romance1980'lerde Osmaniye'nin bir köyünde geçen; Hapisten yeni çıkan kalbi taş tutmuş Arhan ve yıllar öncesinden beri onu kalbinde taşıyan Meyra'nın hikayesi.. ARHAN isimli ilk hikayedir :) ( Eski zaman kurgusudur, bunu göz önünde bulundurarak yorumları...