Arhan gece saat on buçuğu bulunca kahveden çıkıp evine doğru yürümeye başladığı sıra karşısına çıkan kızla durdu, tarlada kendisiyle konuşmak için yanına gelen kızdı bu ama hatırlayamadı ismini. "Arhan, napıyorsun?""Eve gidiyorum gördüğün gibi, hayırdır bir diyeceğin mi var?" Esra etrafına bir bakış attı çekinerek, birisi bu saatte onları görse biterdi. Ama yinede burda durup söylemekte kararlıydı çünkü kendisi herkesin içinde Arhandan hoşlandığını ima ettiği halde Meyra bunu umursamayarak bile bile nişanlanmıştı onunla, içi intikam ateşiyle yanıyordu.
"Nişanlanmışsın, hayırlı olsun."
Aklına gelen Meyrayla gülümseyecek oldu Arhan, sonra ifadesini düzeltip kafa salladı "Sağolasın."
Esra onun yumuşayan bakışlarını görünce daha da hırslandı "Da Meyra'nın çok umrunda değil herhal?" Arhan duyduğu cümleyle kaşlarını çattı, ne saçmalıyordu bu kız. "Ne demeye çalışıyorsun sen?"
Esra çok önemli ve gizli bir sır verir gibi yaklaştı Arhan'a "Sabah Meyrayla Seydi'yi yalnız başlarına dere kenarında konuşurken gördüm. Pek doğru gelmedi aslında sanada söylemeyecektim ama saklamak hoş olmaz nişanlın sonuçta bilmen gerekir diye düşündüm." Arhan'ın kafasına keskin bir ağrı girdi, bu kızı daha dün tembihlemişti hiçbir erkekle konuşmasın diye. Ulan Seydi diye geçirdi içinden, o çocuğa yapacağını biliyordu ama.
"Sen yanlış anlamışsındır orda burda saçmalama bu konuştuklarını sakın."
Kızım cevabını beklemeden bozulan yüzüyle orda öylece bırakıp gerisin geri kahveye döndü, az önce görmüştü daha o herifi kahvede.
"Seydi, gel hele." Kahvedeki bakışlar onları bulduğunda Seydi rahatsızca yerinden kalktı, Arhan bir şey duymuş olabilir miydi?
Kahveden çıktıklarında Arhan onu baştan aşağı rahatsız edecek şekilde süzdü, Seydi çekinerek sordu. "Efendim Arhan abi, bir şey mi oldu?"
"Abi ya, tabii. Utanmıyor musun sen nişanlı kızla yalnız başına konuşmaya?" Seydi gözlerini kaçırarak bir adım geri attı. "Yok abi sen yanlış anladın, amacım kötü değildi öyle dere kenarında görünce selam verdim sadece. Bacımdır yoksa Meyra benim."
"Onun ismini ağzına alma bir daha. Bu seni ilk ve son uyarım Seydi, zaten türlü türlü söylentiler çıktı, başım yeterince ağrıdı bir de kendini dövdürtüp yeni lafların çıkmasına vesile olma, anladın mı beni?"
"Anladım Arhan abi, dediğim gibi sakıncalı bir durum zaten yok ama bundan sonra daha çok dikkat ederim."
"Olamaz zaten sakıncalı bir durum, haydi eyvallah."
Şimdi sıra Meyraya gelmişti işte, bakalım o ne diyecekti bu konu hakkında. Sonra adımları yavaşladı saat epey geç olmuştu, mecburen yarın sabah gorüşecekti bu konuyu. Kendini sakinleştirmeye çalışarak evine doğru adımlamaya başladı. Sabah ola hayrolaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARHAN
Romance1980'lerde Osmaniye'nin bir köyünde geçen; Hapisten yeni çıkan kalbi taş tutmuş Arhan ve yıllar öncesinden beri onu kalbinde taşıyan Meyra'nın hikayesi.. ARHAN isimli ilk hikayedir :) ( Eski zaman kurgusudur, bunu göz önünde bulundurarak yorumları...