Meyra vücudu sızlaya sızlaya gözünü açtığında kendisini bir hastane odasında buldu, ilk neler olduğunu anımsayamasada sonra teker teker düştü zihnine olanlar. Bu sefer çok sağlam dayak yemişti. "Çok şükür uyandın Meyra, bir an hiç uyanmayacaksın diye kafayı yiyecektim korkudan." Meyra kendisine endişe dolu gözlerle bakan arkadaşına kuruyan boğazıyla zor bela mırıldandı "Su."Bilnur hemen çantasından çıkardığı su şişesinin kapağını açarak dayadı arkadaşının patlamış ve kanı kuruyup yara olmuş dudağına "Hekimler biraz daha darbe yeseymiş iç kanama geçirebilirmiş dediler. Son anda yetişmişiz hastaneye."
Meyra kana kana içti ağzına uzatılan suyu, aldığı yudumlar boğazını acıtsada içti. "Az daha polislere haber vereceklerdi, abim çok zor ikna etti. Ben şikayet edelim ki baban hapise girsin en iyisi dedim ama abim dinlemedi, baban hapise girerse bu sefer annenle amcanlarla uğraşırsın diye istememiş şikayet etmeyi." Meyra sürekli dönen başı, feci bir şekilde ağrıyan kaburgaları ve ara ara çınlayan sağ kulağı yüzünden arkadaşının söylediklerini net bir şekilde anlamıyordu bile.
"Ah be Meyra, o kadar da söyledik sana yapma etme diye. Ne gerek vardı bak ne hale düştün.." Meyra çektiği acı yüzünden gözlerini kapatıp inledi, Bilnur telaşla sarstı arkadaşını "Meyra noldu, iyi misin? Ağrın mı var, bekle hemşireyi çağırayım."
Meyra gitmesine engel olmak için tüm gücüyle tuttu arkadaşının kolundan "Arhan nerde?" Çıkan çatallı sesiyle yüzünü buruşturdu, kendi sesinden rahatsız olmuştu. "Sigara içmek için hastanenin bahçesine çıkmıştı, çağırayım mı?"
"Yok, her yerim felaket ağrıyor. Başım çok kötü dönüyor, kulağım da çınlıyor, normal mi bu?" Bilnur gözleri dolu dolu baktı arkadaşına "Normal tabii, kafa travması mı ney geçirmişsin öyle dedi hekimler. Yolda gelirken bir ara kustun hatırlamıyor musun?" Meyra duyduğu şeyle şok oldu, kafa travması mı geçirmişti? "Ne zaman gideceğiz, abini çağır gidelim."
Bilnur kafasını iki yana salladı "Asla gidemeyiz, ilk yirmi dört saat gözlem altında tutacaklarmış seni beyin kanaması riski için. Sen farkında değilsin ama ciddi manada ölebilirmişsin. O baban olacak herif nasıl dövdüyse artık seni, Allah belasını versin." Meyra'nın da gözleri dolduğunda Bilnur destek olmak amaçlı arkadaşının canını acıtmayacak şekilde sarıldı ona "Sena abla da gelmek istedi ama abim izin vermedi baban bu sefer ona da kinlenir diye.." Meyra yavaşça geri çekilip uzandı geri yatağa "Peki anam, o ne dedi?" Sesi zar zor çıkmasına rağmen annesini sormaktan vazgeçmedi, Bilnur ise bu soruyla gözlerini kaçırdı "O bir şey demedi."
Meyra sıkıntılı bir soluk verip kapattı gözlerini, Bilnur hızla konuştu "Sakın uyuma, uyumaman konuşman gerekmiş. Kalk haydi otur biraz." Meyra aşırı uykusu olmasına rağmen bir şey olmasından korkarak Bilnur'un da kendisine yardım etmesiyle doğrularak oturdu. Hemen sonra doktor geldi, kontrolleri yaparak bilgi verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARHAN
Romance1980'lerde Osmaniye'nin bir köyünde geçen; Hapisten yeni çıkan kalbi taş tutmuş Arhan ve yıllar öncesinden beri onu kalbinde taşıyan Meyra'nın hikayesi.. ARHAN isimli ilk hikayedir :) ( Eski zaman kurgusudur, bunu göz önünde bulundurarak yorumları...