İçkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü...
Hele bir de hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde,
Sen başka yerde;
Dertli ediyor insanı dertli.
- ORHAN VELİ-****
-Doğu Kılıç Aslan'dan-
Acılarıma girdap olan şehir, sen mi bu denli büyüktün yoksa benim içindekine duyduğum sevgi mi ?
Senin herhangi kıyından yelkenliye atlayıp gidesim var bilinmezlere, öyle kör kuyulardayım ki ancak kaçıp gitmek kurtarır beni, bu kuyulardan.Yüreğimdeki sevgiyi bir bavula koyup ona geldim, doğru bir zaman olmadığı kadar hazır olmadığımda herkesçe biliniyordu. Onun karşısına çıkmak için hazırlanmam 15 sene sürmüştü, 15 sene geç kalmış biri yetişebilir mi o vapura?
Hangi vapur bekler yolcusunu o kadar yıl, hangi yolcu kaçırdığı vapura bu denli binmek için can atar? Ben söyleyeyim; eğer yolcu vurgunsa o vapura, mühürlediyse kalbine, ne geçip giden yıllar ne de vapurun içinde bekleyen diğer yolcular umurunda olur...
Yaklaşık 2 saat önce tim ile beraber izmir'e gelmiş, hepimiz otelde ki odalarımıza çekilmiştik. Sabaha kadar herkese dinlenmesi için emir verdim, onlar benim yatacağımı zannediyordu, fakat ben şuan bir takside eski evimize doğru yola çıktım.
Eski evim mi?
Gülceye doğru gidiyorum, ruhum izmir'e ayak bastığımdan beri huzur dolmuştu sanki, onunla aynı şehirde olmak bile beni kendime getirdi, içimdeki o yangınlar sönmese de durulmuştu. Zaten yangınların sönmesini beklemek aptallık olur, 15 sene yanmış bir yer nasıl söner ki, alevler ilmek ilmek işlemiş bedenime.
Taksici verdiğim adreste durdu. Taksiciye ödemesini yapıp, evlerin olduğu tarafa doğru ilerledim. 10-15 adım yürüdüm, bizim eski evimiz ve gülcelerin hala aynı olan evi göz hizama geldi. Evlere ulaşmam için karşı kaldırıma geçmem lazım, fakat geçemiyorum, hatıralar esir aldı bedenimi. En son annemle gelmiştik buraya, en son burada baktım onun gözlerine ve burada kaybettim annemi. Mıhlanmış gibi kalakaldım kaldırımda, ne bir adım öteye ne bir adım beriye gidebildim.
Kaldırımların dili olsa keşke, konuşsalar şuan benimle. Acımı paylaşabilsem...
Annem görebiliyor mu acaba gülceye geldiğimi ? Eminim görse kavuştuğumuz için çok mutlu olurdu.
Peki ben neden iyi hissetmiyorum? Bu kaldırımlar bile canımı yakıyor. Hayatımdaki iki değer verdiğim kadın, biri burada kollarımdan uçup gitti, diğeri ise beni buraya gömdü.
Nasıl iyi hissedebilirsin ki kılıç?
Önce tertemiz bir sayfa açman gerekiyor. Sonra bu kaldırımları çiçekle donatman lazım. Gül, güller daha çok yakışır bu kaldırımlara, bu nedenle önce onun düşüncelerini öğrenmelisin dedim kendi kendime.
Son gücümü toplayıp karşıya geçmeye karar verdim. Kaldırımdan aşağıya bir adım atmıştım ki, gülcelerin bahçe kapısı açıldı. Hemen beni göremeyecekleri bir karaltıya geçtim. Kâh, görseler sanki tanıyacaklar ama olsun yine de gece gece onları gözetlediğimi görseler hoş olmazdı.
Önce bir kız çıktı muhtemelen gülce yaşlarında, sonra gülce. Güneşim çıktı. Yine ışığıyla her yeri aydınlatıyordu, şu karanlık geceyi bile yarıp geçti ışığı. Gün geçtikçe güzelleşiyordu, o güzelleştikçe kendimi daha yetersiz hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖKSÖKÖ
Genel KurguMinicik bedenlerinde sevgiyi nereye kadar götürebilirler.... "taa ki 15 yıl sonra o kara günde karşılaşıncaya dek..." -Gülce şahin -Doğu Kılıç Aslan