Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar,
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar...
~ERDEM BEYAZIT~****
- Gülce Şahin'den -
"Basıldık mı bu sesler ne incii?" Bakışlarımı kapıdan çekip inciye odakladım. Merakla ağzından çıkacakları bekliyorum." He yok ya basılmadık rahat olun,buraların meşhur kartal timi var, komutanları terfi almış, bugün hastanede yarasına baktığım esnada söyledi, onun kutlama yemeği galiba bu."Şuan odağım inci'den çıktı,kapıdan içeriye tüm heybetiyle giren bir çift okyanus göze takılı kaldım.
"Okyanus gözler"....
Rüyada mıyım yoksa gerçekten karşımda mı?
Kimse bu zamana kadar bana dünyanın bu kadar küçük olduğunu söylememişti.
Ben ona mı gelmiştim?
Bilmeden, bilsem koşa koşa geleceğim yerde onu bulmuştum. Şuan tam karşımda duruyor. Tesadüf olabilmesi için çok fazla değil mi bu durum?
Buna kader diyebilirim, alın yazısı daha pek çok şey sıralarım ama şuan karşımda duran çehre sayesinde beynim beni terk etti, bir o kalmıştı terk etmeyen artık oda gitti.
Şuan hiçbirinin önemi yok, dünya dursun ve beni bu ana hapsetsinler.Ne ara ayağa kalktım ? Ne kadar süredir ayakta onunla karşı karşıya duruyorum bilmiyorum, elimdeki menü yere düşünce sıçrayarak kendime geldim. Mekandaki herkesin gözü bana dönmüştü, ne olur önünüze dönün yeterince zor bir durumun içindeyim. Neden böyle oldu? kal geldi sanki, hazırlıksız yakaladığım için mi ? Şuan koşup boynuna atlamam gerekmiyor mu ? Yoksa bunun adı da gülcenin doğu tutulması mıydı?
Kalbim duracak, yemin ederim kalbim atmayı bırakacak.
Ne yapıyordu o, kaşları neden çatık?
Beni gördüğüne memnun olmadı mı?
Diğerlerine göz ucuyla baktığımda onlarda şaşkın bir şekilde bana bakıyordu.Düşünme, çok düşünme gülce çok düşünürsen eyleme geçiremezsin.
Diğerlerinin arasından sıyrılıp öne doğru bir adım atması onu daha görünür hale getirdi.Yıllar ona yaramıştı; daha yakışıklı, daha bir çekici olmuş.
Kalbimi sormayın, çoktan yerinden çıkıp İzmire doğru yol aldı.
Tam ona doğru adım atacaktım ki heyecandan ayağım masaya takıldı sendeledim,son anda kolumu tutan el sayesinde düşmekten kurtuldum.
Lakin kafamı kaldırdığımda karşılaştığım gözlerin derinliğine bu sefer. Doğu kolumu tutuyordu, tuttuğu yer Kıvılcım atıyor normal mi ?Öyle narin dokunuyor ki kırılacakmışım gibi.
Mavilerini gözlerime dikti, " sen " Dedi devamını getirmesine fırsat tanımadım. 15 sene bu an için bekledim ben, hiç ummadığım anda bulmuşken hiçbir kelimenin, bu anın büyüsünü bozmasına izin veremem.
Sarıldım.
15 sene sonra ait olduğun yere kavuşmuş olmanın huzuruyla Sarıldım...
O an anladım ki ben yıllardır evimden uzaktaymışım, hiç bir çatı doğunun kolları kadar huzur vermemişti bana. Sarıldım sıkı sıkı, hiç bırakmak istemez gibi. Çevrede ki hiç kimse umrumda değildi. Elimde bir değnek olsa durdururum zamanı. Öyle ihtiyacım var bu an'a....
Afallamıştı, sanki sarılmamı hiç beklemiyor gibiydi. Benim onu sıkı saran kollarımın aksine onun kolları beni sarmıyordu. Doğu ağlarım yapma, sarıl bana. Şu dünya da en çok buna ihtiyacım var.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖKSÖKÖ
General FictionMinicik bedenlerinde sevgiyi nereye kadar götürebilirler.... "taa ki 15 yıl sonra o kara günde karşılaşıncaya dek..." -Gülce şahin -Doğu Kılıç Aslan