Curious

127 9 23
                                    

(Merak)
Sanırım şanslı günümdeyim😁
Yorum yapar mısınız?

>⁠.⁠<
"Bişey mi istiyorsun?"

Minho kafasını kapıdan içeriye giren jisunga çevirdi.
Sorusuna gülümsedi ve ayağa kalktı.

"Hayır, sadece seni merak ettim."

Jisung şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.

"Beni mi merak ettin?"

"Evet, edemez miyim?"

Jisunga kafasını kaşıdı ve omuzunu silkti.

"Bilmem, daha önce etmezdin."

Minho gülümsedi ve ona biraz daha yaklaştı.
Jisung gerildiğini hissediyordu.

"O önceden di artık seni merak ediyorum, nasıl olduğunu, iyi olup olmadığını merak ediyorum."

Minho jisunga yaklaşıp elini tuttu ve gözlerini Jisung'un şaşkınlıktan açılmış gözlerine kitledi.

"Onun dışında senin kim olduğunu merak ediyorum, nelerden hoşlanır, en sevdiği renk ne, favori yemeği ne, hangi tür film izler, kahvesini nasıl içer, nasıl davranan erkeklerden hoşlanır?"

Jisung gözlerini kaçırdı ve zor bela çıkardığı sesiyle konuşmaya başladı.

"Ben anlamıyorum..
Yani anlamadım Minho ne demeye çalışıyorsun? Bunları..
Benim hakkımda bunları mı merak ediyorsun? Sen mi?"

Jisung daha üzerinde ki şaşkınlığı atamadan Minho'nun elleri Jisung'un beline yerleşti.
Jisung, kalbinin göğsüne sığamadığını düşündü.

"Evet, ben merak ediyorum.
Kulağa biraz saçma gelebilir.
Seni günlerce karanlık bir odada yapayalnız bıraktım, canının yanmasını sağladım.
Ama şimdi sen söyle bana jisung ben tüm bu yaptıklarımdan sonra seni merak etmeyi hak ediyor muyum?"

Jisung kasılan bedenini zar zor doğrulttu.

"Sen daha bir hafta önce benden nefret ediyordun, nasıl olur da böyle-."

"Biliyorum, dengesizce davrandığımı biliyorum, ama seni o gün omuzumda ağlarken görünce içimde birşeylerin kıpırdanmaya başladığını hissettim."

Minho kafasını biraz eğdi ve derin bir nefes aldı.

"Ben sana aşık oldum galiba jisung."

"Ne?"

Minho ellerini jisung'un belinden çekti ve bir adım geriledi.

"Hemen karar verme, biraz düşün."

Jisung elini alnına koydu ve sessizce mırıldandı.

"Bence de akıl sağlığım için en iyisi bu."

>⁠.⁠<

"SENİN AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYUYOR MU?!"

Felix karşında bağıran abisi karşında derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Ya abi sen neden beni anlamaya çalışmıyorsun? Ne dediğimi bir anla öyle konuş."

Yeonjun bağırmaya bıraktı ve Felix'in yanında ki sandalyeye oturdu.

"Felix, birtanem ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyorsun.
Bak ben hyunjin'i seviyorum dedin karışmadan, savaşın ortasında durdun git dedin gittim, her şeye tamam ama ben o adamla birlik olmam."

Felix Yeonjun inat ettikçe sinirleniyordu.
O sadece başlarında ki belayı def etmek istiyordu ancak abisi onu anlamakta ısrar ediyordu.

"Ya abi o adam dediğin benim eşim, mühürlüyüm ben farkındaysan. Hem o bir Zorluk çıkarmadı sen neden bu kadar ısrar- Ah."

Blood İn The Water-HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin