Protection Spell

222 29 10
                                    

(Koruyucu Büyü)

Yazardan...

Felix hızlı adımlar ile arkadaşlarının yanına gitti. Kalbi hızla atmaya devam ediyordu.

O kırmızı gözler neydi? Aklı almıyordu. Sabah jisung ile konuştuğu kırmızı gözler konusunu hatırlayınca dizlerinin titrediğini hissetti.

Jisung ondaki bu farklılığı hissetmiş gibiydi.

"Felix iyi misin? Yüzün bembeyaz olmuş."

Felix girdiği transtan çıktı ve ona ne cevap vereceğini düşündü.

"Ya birşeyim yok iyiyim."

Kapıyı açtılar ve içeri girdiler. Jeongin ve jisung un gözleri hemen koltuğun üzerinde ki kemana kaydı.

"Hyung hanginiz keman çalıyor?"

Jisung ona cevap verdi.

"Felix çalıyor."

"Vay canına hyung gerçekten mi?"

"Evet hatta konser bile veriyor geceleri terasta. Ama bu keman bana hiç tanıdık gelmedi. Felix nereden çıktı bu keman? "

Felix yaslandığı camdan biraz ayrıldı ve onların yanına ilerledi.

"Bu sabah bayan Yeji verdi. Abisininmiş sanırım. Sabah ki kargaşadan dolayı unuttum sana söylemeyi."

Jisung kollarını birbirine bağladı ve tek kaşını havaya kaldırdı.

"Abi bişey sorucam. Bu kadın seni neden bu kadar önemsiyor?"

Bunu demesi üzerine jeongin de onun gibi yaptı.

"Evet hyung neden jisung hyungumu senden az seviyor?"

Felix onların karşısında iki adım geriledi.

"Ne bileyim ben? Hem belki beni ölen abisine benzetti bu yüzden sevdi?"

"Öyle olsun Felix. Neyse hadi oyalamayın beni gidiyorum."

Jisung bunu dedikten sonra hızla yukarı çıkmaya başladı.

(⁠^⁠^⁠)
Saatler 23.47 gösterirken Felix çoktan duştan çıkmış, mutfakta kendine süt hazırlıyordu.

Diğerlerinin ne yaptığını umursamıyor sadece elindeki telefona bakıyordu.

Bu gün gördüğü kırmızı gözler hakkında araştırma yapıyordu ama karşısına oldukça saçma şeyler çıkıyordu.

'Göz kanseri olabilirsiniz...

'Göz kanseri belirtileri...

'Beyninizde tümör olabilir...

Ve daha bir sürü saçmalık.

Sinirle mutfaktan çıkarken merdivenlerden inen jeongini gördü.

Ona sorabilirdi. Bu tür olaylarda çok bilgiliydi.

"Jeongin gelsene bir."

"Efendim hyung?"

"Senden bir şey isteyebilir miyim?"

Jeongin kafasını salladı.

"Tabi hyung ama ondan önce jisung hyung'un orada ne yaptığını söyler misin.?"

Eliyle salonun sonunda kalan boş kısımda oturmuş jisung u gösterdi.

Önünde dünya kadar mum, birkaç kolye ve kitaplar vardı.

Işine oldukça odaklanmış görünüyordu.

"Ya jisung hep büyü , sihir gibi şeylerle uğraşırdı. Şimdi ne yaptığını bilmiyorum ama kendisi büyücü soyundan geldiğine inanıyor."

Jisung aniden başını kaldırdı.

"Defolun dikkatimi dağıtıyorsunuz."

Felix ve jeongin hızlı adımlar ile ondan uzaklaştı ve koltuklara oturdu.

"Açıkçası onun yaptığı şeyler şapkadan tavşan çıkarmaktan çok daha fazlası. Lisedeyken çok güçsüz bir çocuktum ve zorbaların da dikkatini çok çekiyordum. Neredeyse 2 yıl boyunca onlardan zorbalık gördüm.

En sonunda jisung a ağlayıp artık dayanamadığımı ve ölmek istediğimi söyledim.
Jisung ta buna sinirlendi ve onlara büyü yapacağını söyledi.

Aslında buna pek inanmıyordum ama o çocuklara sırayla, teker teker araba çarptığını öğrendim. Ve bu kazaların arasında sadece bir gün oluyordu.

Kısacası onu sinirlendirmesen iyi olur."

Jeongin karşında ki adama hayranlık ile bakıyordu.

"Acaba söylesem benim notlarımı yükselten bir büyü yapabilir mi?"

"Senin ben derdini sikeyim."

Ikiside güldüğünde jeongin zorla gülmesini durdurup konuştu.

"Sen ne isteyecektin hyung?"

Felix in yüzü eski ciddiliğini geri aldı.

"Jeongin kırmızı gözler hakkında bilgi sahibi misin?"

"Tam olarak ne bilgi istiyorsun?"

"Kimler kırmızı gözlere sahiptir? Nasıl olur? Neden olur?"

Jeongin elini çenesine koydu ve düşünür gibi yaptı.

"Açıkçası kırmızı gözlere sahip olan insanlar tanımıyorum. Kırmızı gözler kitaplarda vampirlere ve şeytanlara özgüdür yazar. Nasıl oluştuğunu , neden oluştuğunu bilmem. Tek bildiğim vamp- bir dakika sen neden soruyorsun bunları?"

Yakalandığını anladı Felix.

"Hiç sadece merak ettim."

"Bence bu bir merak deği-"

Birden önlerinde dikilen jisung ile ikisi de irkildi.

Onlara iki tane kolye uzatıyordu.

"Bunları giyin ve asla çıkarmayın."

"Iyi de neden?"

"Bu kolyeler sizi koruyacak. Güçlü bir büyüden yapıldılar."

Onun bu dediğinden sonra ikili kolyeleri aldı.

Büyük taşlı bir kolyeydi. Zincirler taş koruyor gibi sarmıştı etrafını.

"Güzel görünüyor."

"Bu bir koruma büyüsü. Bize kimse zarar veremez."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kolye böyle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kolye böyle.

Diğer bölüm bomba olacak...

Blood İn The Water-HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin