Yorumlar çok düştü bu ara...
Satır arası yorumlarınızı bekliyorum...>.<
"Kimse bize yardım etmiyor."Changbin etrafında onu dinleyen kardeşlerine döndü ve konuşmaya başladı.
"Tüm herkesle konuştum. Bir kriz anında bize yardım edecekler mi diye sordum. Ancak onlar başlarına 'kurtlar' gibi bir bela almak istemiyorlar.
Destek almak için gittim tehdit edildim geri döndüm."Hyunjin oturduğu sandalyeden kalktı ve kardeşine yaklaştı.
"Nasıl yani?"
Changbin yerdeki bakışlarını ona çevirdi.
"Cadılar biz buraya gelirken yolumuzu kesti, Ryujin bir savaş çıktığında bizim kaybetmemiz için elinden geleni yapacağını söyledi."
Masada ki tüm bakışlar yeji ye döndü.
Yeji dolu gözlerini sildi ve başını kaldırdı."Ne var? İşinize bakın."
Seungmin ayağa kalktı ve Hyunjin'e baktı.
"Onlarla konuşabilirim hyung.
Bu yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyebilirim."Chan seungmin'i geri yerine oturttu.
"Hiçbir yere gitmiyorsun, savaş umrumda değil seni onların kucağına atamam."
Minho ağrıyan başını elleri arasından çekti ve Hyunjin'e döndü.
"Ne düşüyorsun Hyunjin?"
Hyunjin ona bakmadan cevap verdi.
"Büyük bir savaş olacak, çok büyük."
>.<
Felix yalnız kaldığı odada yatakta oturmuş düşüyordu.
Elinde ki teste bakıp kafasında felaket senaryoları kuruyordu.
Bir bebek sahibi olduğunda mutlu olacağını düşünüyordu ancak mutlulukla karışık bir şekilde endişeside vardı.
Bir savaşın ortasında, karnında bir bebekle nasıl yaşayacaktı?
Kapının açıldığını duyunca testi hızlıca sakladı.
Hyunjin odaya girdi ve kapıyı kapattı.Felix ona doğru ilerleyip boynuna sarıldı.
Hyunjin onun sarılışına anında karşılık verirken eşinin canını sıkan birşeyler olduğunu hissetti.Ellerini gevşetti ancak ondan tamamen ayrılmadı.
Felix'in yüzünü inceledi, içinde ki endişenin aksine yüzünde mutlu bir ifade vardı.
Tabii ya Felix mükemmel bir oyuncuydu.
"Birşey mi var Felix?"
Felix kafasını iki yana salladı.
"Hayır. Ne olabilir ki?"
"Bilmem, endişeli duruyorsun."
Felix bununla güldü.
"Hadi ama ben mi? Birşeyim yok merak etme. Sadece bu durum biraz canımı sıkıyor o kadar."
Hyunjinonun belinden ayrılarak ellerini tuttu.
"Bu durumu düzeltmeye çalışıyorum."
Felix ona gülümsedi.
Hyunjin Felix'in ellerine baktı ve ardından gözlerini onun gözlerine çıkardı."Düşündüm ki biz mühürlüyüz ama bir alyansımız yok. Bu yüzden.."
Cebinden bir kutu çıkardı ve Felix'e verdi.
Felix kutuyu alır almaz hyunjin zihninde bir ses duydu."Gelmen gerekiyor."
Bu zihin yoluyla bir haberleşmeydi ve sadece vampirlere özgüyü.
( Kesinlikle sallıyorum şuanda)"Felix benim şimdi gitmem gerek evden çıkma bir şey olduğunda mührüne dokunman ve adımı söylemen yeterli."
Felix daha cevap veremeden hyunjin gitmişti bile, zaten sürekli gidiyor diye fazla kafa yormadı ve elinde ki kutuyu açtı .
İçinde ki iki alyansa baktı ama onu asıl gülümseten kutunun içinde ki nottu.
Kutunun şekli bile kahkaha atmasını sağladığında bu endişe dolu anlarda bile onu güldürebildiği için Hyunjin'e içinden defalarca teşekkür etti.
Alyansları incelediği zaman kendi yüzüğünün içinde küçük bir H harfi olduğunu gördü.
Hyunjin'in yüzüğün de ise bir F harfi..
Kendi yüzüğünü taktı ve Hyunjin'in de takması için kutuyu komedine bıraktı.
Yatağa yattı ve mutlu bir şekilde gözlerini kapattı.
>.<
Hyunjin olabilecek en hızlı şekilde ana binaya geldi.
İçeriye girdiğinde kardeşlerini ve güvenlikten sorumlu birkaç soyluyu daha gördü.
Minho onu görünce konuşmaya başladı.
"En fazla bir hafta içerisinde büyük bir savaşa gireceğiz, ancak bu sefer yalnızız."
(◡ ω ◡)
Helloooooo
Biraz kısa olduğunun farkındayım ama sizi daha fazla bekletmek istemedim.
Umarım beğenirsiniz.
Yeni bölümde görüşürüz.
Oy vermeyi unutmayın...
ლ(◕ω◕ლ)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood İn The Water-Hyunlix
Fanfiction"Seni ilk gördüğüm zaman buz tutmuş kalbimin attığını ve tekrardan sıcakladığını hissettim."