"Biraz yalnız kalmak istedim," dedim sessizce. "Rüyanın etkisi hâlâ üzerimde."
Kerem, endişeyle bana baktı. "Hâlâ o rüyayı mı düşünüyorsun? Anneni gördüğün rüyayı mı?"
Başımı salladım. "Evet, her şey o kadar gerçek gibiydi ki... Annemi böyle görmek beni çok etkiledi. Onunla ilgili anılarım çok az ve bu rüya her şeyi daha da zorlaştırdı."
Kerem, elimi tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Elif, anneni bir gün bulacağına inanıyorum. Şu anda zor geliyor olabilir, ama umudunu kaybetme. Bir gün onunla ilgili daha fazla bilgiye ulaşabileceksin."
Kerem’in sözleri içimi biraz olsun rahatlattı. Ona minnetle baktım. "Teşekkür ederim, Kerem. Gerçekten. Bu sözlerin bana güç veriyor."
Kerem, elimi daha sıkı tuttu. "Sana inanıyorum, Elif. Sen güçlü birisin ve anneni bulmak için gereken her şeyi yapabilirsin."
Onun bu sözleri, içimdeki ağırlığı biraz daha hafifletti. "Teşekkür ederim, Kerem. Senin desteğin benim için çok önemli," dedim samimiyetle.
Kerem gülümsedi ve başını eğerek, "Her zaman yanında olacağım, Elif. Ne olursa olsun, seninle birlikteyim," dedi.
Birlikte oturup sessizce bahçedeki çocukları izlemeye devam ettik. Kerem’in varlığı, içimdeki fırtınayı sakinleştirdi. Kerem, elimi bırakmadan bana döndü ve merakla sordu, "Bugün okula gidiyor musun, Elif?"
Başımı iki yana salladım. "Hayır, bugün sınavım yok. O yüzden okula gitmeyeceğim."
Kerem'in gözleri parladı ve yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. "O halde seni sürpriz bir yere götürmek istiyorum," dedi heyecanla. "Bahçede bekle, hemen dönüyorum."
Merakla ne yapacağını izlerken, Kerem hızla uzaklaşıp yetimhanenin önüne park ettiği arabasını almaya gitti. İçimde hafif bir heyecanla onu beklerken, aklımdan çeşitli yerler geçiyordu ama nereye gideceğimiz hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Birkaç dakika sonra Kerem, arabasıyla yanımda durdu ve kapıyı açarak bana gülümsedi. "Hadi bakalım, Elif. Sürprizimize doğru yola çıkalım."
Arabaya bindim ve emniyet kemerimi takarken, "Nereye gidiyoruz, Kerem?" diye sordum merakla.
Kerem, direksiyona geçip arabayı çalıştırdı. "Sana söylemeyeceğim, sürprizi bozmamak için," dedi gülerek.
Yol boyunca hafif bir sohbet ettik, ama ben içten içe nereye gittiğimizi düşünüyordum. Şehir merkezinden uzaklaşmaya başladığımızda, etraftaki manzaralar yavaşça değişmeye başladı. Daha sakin ve tenha bir yere doğru ilerliyorduk.
Yaklaşık yarım saat sonra, Kerem arabayı eski ve harap bir binanın önünde durdurdu. Bina yıkılmak üzere gibi görünüyordu, duvarlarında çatlaklar ve dökülmüş sıvalar vardı. Merakla çevreme bakındım. "Burası da neresi?" diye sordum.
Kerem, arabadan inip kapımı açtı ve bana yardım etti. "Burası benim ilkokulum," dedi. "Burada büyüdüm ve birçok anım var."
Şaşkınlıkla etrafa baktım. "Bu harap haldeki bina mı?" dedim inanamayarak.
Kerem başını salladı. "Evet, zamanla burası bakımsız kaldı ve yıkılmak üzere. Ama burası benim çocukluğumun geçtiği yer. Seninle burayı paylaşmak istedim."
Binaya doğru yürüdük. Kapısı yarı açık olan girişten içeri adım attığımızda, içerdeki tozlu hava burnuma doldu. Koridorlarda yürürken, Kerem bana duvarlardaki eski fotoğrafları ve anılarını anlattı.
"Şurada gördüğün sınıf benim ilk sınıfımdı," dedi Kerem, bir kapıyı işaret ederek. "Öğretmenimiz hep buradaydı ve bize masallar okurdu."
Kerem'in çocukluğunu hayal etmeye çalışırken, onun için ne kadar önemli bir yer olduğunu anladım. "Burada çok güzel anıların var," dedim gülümseyerek. "Bu anıları benimle paylaştığın için teşekkür ederim."
Kerem, elimi tutup beni okulun arka bahçesine çıkardı. Bahçe, şimdi yabani otlarla kaplanmıştı, ama Kerem bana orada oynadığı oyunları ve arkadaşlarıyla geçirdiği zamanı anlattı.
"Seninle burayı paylaşmak istedim çünkü senin de annene dair anıların çok az. Belki de burada, geçmişin izlerini bulmak sana da iyi gelir," dedi Kerem, gözlerimin içine bakarak.
Duygularım karışmıştı, ama Kerem'in benimle bu kadar kişisel bir anısını paylaşması beni derinden etkiledi. Kerem beni okulun harap olmuş binasında gezdirdikten sonra, eski kapalı spor salonuna doğru yönlendirdi. “Burası da spor salonumuz,” dedi, hafif bir gülümsemeyle. “Eskiden burada ne çok maç yaptık.”
Gözlerimle salonu taradım; zamanın etkisiyle yıpranmıştı ama hâlâ eski ihtişamını koruyordu. Duvarlarda eskiden asılı olan afişlerin izleri, kırık camlar ve dökülmüş boya salonun yıllar önceki halini gözler önüne seriyordu. Kerem’in gözlerinde, burada geçen mutlu anıların izleri vardı.
“Beni de çocukluğundaki anılarına götürmek istiyorsun, değil mi?” dedim gülümseyerek.
Kerem, spor salonunun köşesinde duran masa tenisi masasına doğru yürüdü. “Evet, seni biraz eğlendirelim. Hem belki eski becerilerimi hatırlayabilirim,” dedi ve elinde iki raket ve birkaç top olan tozlu bir kutuyu çıkardı.
Birlikte masaya doğru ilerledik. Raketlerden birini bana uzattı. “Hadi bakalım, Elif. Hazır mısın?”
Gülümsedim ve raketi elime aldım. “Tabii ki, hazırım. Ama beni fazla zorlamanı istemem, pek iyi değilimdir.”
Kerem güldü. “Merak etme, sana nazik davranacağım.”
İlk servisi ben attım. Top hafifçe masanın diğer tarafına sekip Kerem’in önüne düştü. Kerem, topa hızlı bir vuruş yaptı ve ben de karşılamaya çalıştım. Ama top hızla geçip gitti.
“Çok hızlısın!” dedim gülerek.
Kerem omuz silkti. “Sadece ısınma turuydu. Daha iyisi gelecek.”
Bir süre daha oynadık. Top bazen masanın dışına çıktı, bazen de nete takıldı. Ama her seferinde kahkahalarla güldük. Kerem’in çocukluğundaki anılarına ortak olmak ve onunla bu anları paylaşmak gerçekten çok keyifliydi.
Bir süre sonra, oyunu bıraktık ve nefeslenmek için masanın yanına oturduk. “Gerçekten eğlenceliydi,” dedim, gülümseyerek.
Kerem, bana bakarak, “Evet, çok eğlendim. Bu anılarımı seninle paylaşmak benim için çok özel,” dedi.
Ben de ona teşekkür edercesine gülümsedim. “Benim için de öyle, Kerem. Beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim. Seninle bu anıları paylaşmak gerçekten harika.”
Kerem’in gözlerinde minnet ve mutluluk vardı. “Seninle bu anıları paylaşmak, onları daha da özel kılıyor,” dedi sessizce.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Ailem
Teen FictionElif, yetimhanede büyüyen, zorluklara rağmen umut ve sevgiyle dolu bir kızdır. Annesine dair belirsizliklerle mücadele ederken, Kerem ile arasındaki karmaşık ilişki onu derinden etkiler.