BERDEL.
.
.
hikayede cinsel ve yetişkin içerik, küfür, dövüş ve bol bol klişe sahneleri vardır. Bunu bilerek okuyun lütfen, sebebsiz linç yemek istemiyorum.
.
(8) yaş farkı vardır.
.
.
"Çünkü sevdalandım lan." diyerek avucunu iki kere, sertçe göğ...
OY VERELİM LÜTFEN💓 _______________________________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_______________________________________
3. gün sonra.
Neredeyse iyileşmiştim. Artık rahatca kalkıp gezebiliyordum. Burnum da akmıyordu ve sesim azda olsa açılmıştı.
Miran üç gündü hastayım diye beni odamdan dışarı çıkarmıyordu. Günün üç öğün yemeğide odama getiriyor ve ilaçlarımı veriyorlardı. Öylesine sıkı tembihlemiştiki Nimet hanımı, kadın üzerime titriyordu. Arada Birgül ve Fırat da geliyordu ziyaretime.
Arada duş alıyor, odamı topluyordum. Çoğu zaman ya telefonla ya da kitap okumakla uğraşırdım. Kitapları ya Miran'dan ya da Fırat'tan almaları için rica ediyordum.
Ne kadar odadan çıkmak istesemde Miran 'olmaz daha iyileşmedin, hastasın.' diyip izin vermiyordu. Ama gayet iyidim.
Becere bildikce işe az gidiyor evden yürütmeye çalışıyordu. Evde olduğu çoğu zamanda odada geçiriyordu.
En son benden her şey için özür diledikten sonra bana karşı halleri değişmişti. Daha yumuşak ve anlayışlı olmuştu. Hatta bazen espiri bile yapıyor dalga geçiyordu.
Nimet hanıma Miran'ın değişimiyle ilgili soru sormuştum ama cevabında 'Ağam bize eskiden nasılsa şimdide öyle.' diye bir şey söylemişti. Anlaşılan bu halleri bir tek banaydı.
Özür dilemişti ama ben affettim demedim, diyemedim. Çünkü hâlâ bazı şeyleri affedemiyordum ve kırgınlığım geçmek bilmiyordu.
Bu konuları oturup enine boyuna konuşup halletmemiz gerekiyordu. Bazı şeyleri aşmalı ve kabullenmeliydik. En azından adam akıllı benden özür dilenmeli ve affetmem için elinden gelen yapılmalıydı. Çabasız hiçbir işin neticesi olmazdı. Benden bir netice bekleyemezdiler.
Bu güne kadar kötü yanda düşündüğüm hiçbir şeyi Miran bana yapmamıştı. Ama ya yapsaydı? Ya arkamda durmasaydı? Ya beni kendisi ezseydi? Ya zorla dokunsaydı?
Bunları düşünmek dahi canımı yakıyordu. Ama aksi hareketi hiçbir zaman olmamıştı. Aksine son günlerde davranışları daha nazikti. Acaba bana acıdı mı diye düşünmeden edemedim. Ya annesi yüzünden kendini mahçup hissedip bana böyle davranıyorsa?
Bunun aksini düşünemezdim. Kendisi bana 'Seni nikahıma alırım ama asla karım olmayacaksın.' demişti. Bunu diyen bir adamdan başka ne bekleye bilirdim ki ben.
Banyodan su sesi duyunca düşüncelerimden sıyrıldım. Saat on ikiye geliyordu ve neredeyse öğlen oluyordu. Bu gün hava biraz güneşliydi. O yüzden perdeleri çekip kısa süreliğine odanın havasının değişmesi için pencereleri de açmıştım. Ama Miran banyodan çıktıktan sonra üşütür diye pencereleri kapattım. Gerçi o çoğu zaman sigarasını balkonda içer, ince gömlekle ya da tişörtle de öylece soğuk havada dururdu. Alışkındı.
