BERDEL.
.
.
hikayede cinsel ve yetişkin içerik, küfür, dövüş ve bol bol klişe sahneleri vardır. Bunu bilerek okuyun lütfen, sebebsiz linç yemek istemiyorum.
.
(8) yaş farkı vardır.
.
.
"Çünkü sevdalandım lan." diyerek avucunu iki kere, sertçe göğ...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_______________________________________
Kaderi ancak dua değiştirir derdi annem. Gerçekten insan kaderini değiştire bilirmiydi?
Sabah erkenden uyanmış yatağın içinde uzanmışken düşüncelere dalmıştım. Evlilikten istesem de kaçamamıştım. Zaten Miran kaderime yazılmasaydı şuan ben, koltukta kıvrılarak uzanan koca bedene bakmazdım.
Neredeyse her sabah uyanır bir kaç dakika boyunca boynunu ve bedenini gevşetirdi. Rahat edemediğini biliyordum. Ben izin vermediğim için yatakta yatmıyor, beni de koltukta yatırmıyordu. Ama böylede kendisi rahat değildi. Önceleri takmasam da son zamanlar bu durumu içimi acıtıyordu.
Birazdan uyanırdı. Daha erkendi ama bazen sabah erkenden kalkıp kendisi için düzenlediği, konağın en köşedeki spor odasına giderdi. Fiziğini böyle koruyordu anlayacağınız. Bazen oraya Fırat'ın da gittiğini görüyordum ama genel olarak Miran kullanırdı. Oda zaten bizim katın en köşesindeydi.
Yerimden kalkarak banyoya girdim. İhtiyaçlarımı giderip odama geri girdim. Kıyafet almalıydım giyinmek için. Üzerimde Miran'ın bana aldığı pijamalar vardı.
Odaya girince Miran'ın boynunu ovuşturarak gevşettiğini gördüm. Her sabah bu görüntüyü gördüğüm için şaşırmamıştım. Bana bakıp yüzünü buruşturdu.
"Bunun üzerinde artık nöbetleşerek uyuyacağız." dedi ayağa kalkarak "Bu ne böyle her sabah, her sabah." kollarını yukarı kaldırarak bedenini yay gibi arkaya gerdi. Sonra da bir elini beline koyarak bana bakıp yine yüzünü buruşturdu "Kaptın tabi koca yatağı. Zaten küçücük bir şeysin, yatağın üzerinde bir oyana bir buyana yuvarlanıp yatıyorsun." dedi.
Koca karılar gibi ağzının içinde homurdanıyordu ve şok olmuş gibi ona bakıyordum. Her geçen gün beni daha da şaşırtıyordu.
Yanımdan geçerek lavaboya girdi. Ben etrafı topladıktan sonra banyodan çıktı. Boynuna astığı küçük havluyu görünce "Spora mı?" diye sordum.
"Evet."
"Tamam." dedim kısık sesle.
"Niye sordun? Yoksa gelmek mi istiyorsun?" dedi alaylı sesle.
"Yok canım niye geleyim."
Canım mı?
Kaşlarını kaldırarak tepki gösterdi. "Neden gelmeyesin ki? Yoksa spor yapmayı mı bilmiyorsun."
"Tabii ki biliyorum." dedim göz devirerek.
"Bence bilmiyorsun." dedi odanın ortasında durarak. Çenesini havaya dikip bana baktı.
