xxxɪᴠ

264 32 60
                                    

Dazai'nin ona yardım etmesi umuduyla yüzüğünü aktifleştirdi ve malikaneye doğru koşmaya başladı.

Akutagawa'nın yakalandığından Chuuya'nın çoktan haberi olmuş, hatta Chuuya merdivenlerden inmeye başlamıştı bile Akutagawa ile görüşmek için. Gayet sakin gibiydi ama bu az sonra yüz ifadesinin değişmeyeceği anlamına gelmiyordu. Sonuçta şu an Akutagawa'nın yanında Atsushi bulunmuyordu değil mi?

Kafasındaki şarpkasını düzelterek bodruma giriş yaptı Chuuya. Ayağına giydiği topuklu bot her adımda tok bir ses çıkarıyordu.

Gözlerini yere dikmiş, burdan çıktığında kendisini ihbar eden vampire hangi işkenceleri edeceğini düşünen Akutagawa bu sesin sahibinin Chuuya olduğunu anlamıştı.

Akutagawa'nın olduğu hücreye yaklaştığında, adımlar yavaşlamıştı ve hücrenin önünde durmuştu.

"Akutagawa Ryuunosuke." Chuuya, kenardaki sandalyeyi kendisine çekti ve bacak bacak üstüne atarak sandalyeye yerleşti.

Akutagawa yavaşça kafasını kaldırdı, tamamen kaldırmada da. Hiçbir şey söylemeden sadece Chuuya'ya baktı.

"Böyle bir şey olacağı belliydi değil mi?" Chuuya istemeyerek yerinden kalktı. Birkaç adım ileriye gittikten sonra, elindeki siyah sopayı parmaklıklardan içeriye sokarak Akutagawa'nın çenesine yerleştirdi, sonra da kaldırarak kendisine bakmasını sağladı. Bu sefer bakışları hiç de sakin değildi. "Belliydi değil mi, Akutagawa?"

Akutagawa kaşlarını çatmış, dişlerini sıkıyordu. "Ne istiyorsun Chuuya?"

"Uzun zamandır sizi görmezden geliyorum. Ama hiçbir zaman sizi onaylamadım." Sopa hala Akutagawa'nın çenesinin altındaydı ve Chuuya, her siniri arttığında onu Akutagawa'nın boğazına daha çok bastırıyordu.

"Bunun farkındayım." Akutagawa zorlandığını belli etmeden konuşmuştu. Chuuya ağzından bir, 'Tch' sesi çıkardı. Sopayı hızlıca Akutagawa'nın boğazından çekip sertçe onun yanağına vurdu.

Anahtar ile kapıyı açtı ve içeriye girdi, ardından kapıyı tekrar kilitledi. "MADEM FARKINDASIN NEDEN BUNA BİR SON VERMEDİN AKUTAGAWA?!"

Akutagawa acıyan yanağına götürdü elini. "Ne o? Bana işkence etmek için yanıma kadar geldin mi?"

"Kapa çeneni." Akutagawa, Chuuya'nın o muhteşem tekmesini yiyerek yere düşmüştü.

"Chuuya..." Akutagawa sesli bir şekilde öksürmüştü. "Atsushi'yi seviyorum."

Atsushi'nin ismini duymak Chuuya'nın daha da öfkelenmesine sebep olmuştu. Akutagawa'nın karnına bir tekme daha attı. "O zaman düzgünce sevgini göster, aptal."

Akutagawa, Chuuya'nın sesinin titrediğini hissediyordu. Kafasını şaşkınlıkla kaldırarak ona çevirdi gözlerini.

"Senin burdan kurtulmana yardım etmeyeceğim."

demişti Chuuya kararlı bir ses ile.

"Ama," diye sözlerine devam etti. "Eğer burdan kurtulursan, adam ol da gel. Atsushi'ye bu şekilde karşılık ver, tamam mı? Vampirlerden iş olmaz."

Chuuya kapıyı açtı, ardından geri kapatarak kilitledi. "Atsushi ile senin beraber Birliğin bahçesine girdiğiniz görenler var."

"Ne demek bu?"

Chuuya delirmişcesine fırlattı demir parmaklıklara elindeki sopayı. "Atsushi Birlikten atılabilir, hatta asılabilir demek. Anlıyor musun? Bu saatten sonra Atsushi için bir şey yapamam artık. Çok fazla şüpheleniyorlar."

Akutagawa'nın başından aşağıya kaynar sular dökülmüştü.

"Edogawa Ranpo." dedi Chuuya. "Onu bul." Bu sözleri söyledikten sonra ordan ayrılmıştı Chuuya.

ᴀᴠᴄɪ || shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin