xxɪɪɪ

670 77 425
                                    

Belli bir yere geldikten sonra, durdu. Burnunu tıkaması gerekti.

Çünkü karşısında bir vampir leşi duruyordu.

"Bu ne..?" Yüzü tanınamayacak hale gelmiş vampirin leşi, iğrenç bir koku yayıyordu. Ölmüş bir vampir leşinin burda olmasından ziyade, başka garip olan bir şey daha vardı.

"Öldüğü halde nasıl toza dönüşmüyor bu?"

Eğildi ve vampirin üstündeki kıyafetleri kontrol etti Atsushi, elinin ucu ile. Üstünde güneşten koruyucu kıyafetler olduğu için güneşten etkilenmemişti ama bu hala toza dönmemiş olmasını açıklamıyordu. Avcılar Birliği'nin tıbbi kısmından birkaç kişi de orda duruyordu. Atsushi onlara döndü. "Cesedi incelemeye alın. Öldüğü halde neden toza dönüşmediğini bulun. Hemen!" diye emir verdi Atsushi. Vakit kaybetmemeleri gerekiyordu, bu bir şeyin habercisi olabilirdi.

Ceset kaldırılınca kalabalık dağılmıştı. Atsushi bir ipucu bulabilir miyim diye binanın bahçesine bakınıyordu. Bakarken bir yandan da düşünüyordu, bu neyin habercisi olabilirdi?

"Oi, Atsushi. Ne yapıyorsun burda?" Atsushi'nin omzuna dokunmuştu konuşan. İrkildi Atsushi. "Ah, Chuuya-san... İpucu arıyorum."

"Abiye ne oldu?"

"Alışamadım. Chuuya-san daha iyi. Ehm- binanın önünde bir vampir leşi bulundu. İncelemeye gönderdim."

"Toza dönüşmemiş mi?"

"Dönüşmemiş. İnceleyecekler. Ben de bir ipucu bulabilir miyim diye bahçeye bakıyordum."

"İlginç." Chuuya ellerini arkada, belinde birleştirmişti. Atsushi ise o sırada çimlerin arasına bakıyordu.

"Baksana Atsushi," diye söze başladı Chuuya. "Akutagawa çaldığı dosyayı şu Dazai piçine mi vermiş?"

"He?" Atsushi ona döndü. Eğer bunu söylerse her şey ortaya çıkacaktı. "Bilmem ki."

"Nasıl bilmem? Sevgilin sana hiçbir şey anlatmıyor mu?" Yanına geldi, kolunu Atsushi'nin omzuna attı. Sevgili lafını duyunca Atsushi'nin eli ayağına dolaşmıştı. Hala sevgili olmadıklarını Chuuya'ya fark ettirmemeliydi. "E-ehm- Yani bu konuda bir şey demedi..." Bunları söylerken elleri ile garip hareketler yapıyordu. İç çekti Chuuya. Atsushi'nin bu halini çok iyi biliyordu.

"Pekala. Dosyayı yerine bıraktın mı?"

"Evet evet! O bana verince koydum yerine."

Aldığı cevaptan tatmin olamamıştı Chuuya ama her şeyi Nikolai'den öğrendiği için daha fazla üstelemeyecekti. Gözlerini kıstı. Atsushi'nin boynuna doğru bakıyordu şu anda, bir şey dikkatini çekmişti.

"Atsushi, o izler ne?" Gözlerini açmıştı tekrardan. Bir abi edası ile soruyordu bunu Chuuya. "Efendim? Ne izi?" Atsushi yarı korkmuş bir ifade ile bakıyordu ona.

"Boynundakiler."

Elini boynuna götürdü Atsushi. Boynunda, iki tane diş izi vardı. Akutagawa'nın kanını içerken bıraktığı izlerdi bunlar. Hala geçmemişti, çok derin olduğu için.

"Şey... Onlar... Önemli bir şey değil Chuuya-san."

Chuuya kardeşi gibi gördüğü çocuğun boynuna yaklaştı, parmağını onun boynundaki izlere sürttü. "Çok derin. İz kalacak gibi görünüyor."

"Ah... Bu kötü..."

"Önemsiz bir şeye de benzemiyor Atsushi. Doğruyu söyle bana, o emonun diş izleri mi bunlar?"

Chuuya neden her defasında bu kadar akıllı olmak zorundaydı ki! Atsushi hafif kızarmış yanaklarını gizlemek için başını öne eğdi. "E-evet öyle..."

ᴀᴠᴄɪ || shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin