xɪɪɪ

1.4K 141 313
                                    

Kısa olan bölümlerimin telafisi adına bu kez 1700 kelimelik bir bölüm yazdım. İyi okumalar✨

Chuuya olduğu yere çöktü, kendisini tutamıyordu artık. Ağlıyordu. Duvarın bir köşesine sindi. Kendisini kimsenin böyle görmesini istemiyordu. Ağlaması geçinceye kadar, oturacaktı burda.

"Halledebildiniz mi Dazai-san?" diye sordu Akutagawa, Dazai'nin yanına geçerken. Dazai kafasını olumsuz anlamda salladı. "Hayır, kabul etmiyor beni."

"O zaman ne olacak?"

"Onun ailesini katleden vampiri bulup öldüreceğim. Belki o zaman, affedilirim."

"Bir vampirin başka bir vampiri öldürmesi ihanet suçudur." dedi Akutagawa şaşkınlıkla. Dazai gülümsedi. "Öyle. Eğer fark edilmezsem, sorun olmaz."

"Ama ya fark edilirseniz?"

"O zaman işler değişir." Küçük bir kahkaha attı Dazai. "Ceza alırım. Belki uzun süre hapis, belki de adımın kirli kan ile lekelenmesi. Ya da, idam."

"Hayatınıza değer mi Dazai-san?"

Dazai kafasını soruyu soran gence çevirdi. Elini onun omzuna koyup, "Aşk, sevdiğin için kendini feda etmektir Akutagawa. Bunu hatırlıyor olman gerekiyordu." dedi.

"Hatırlıyorum Dazai-san ama..."

"Chuuya'nın beni affetmesi ve mutlu olabilmesi için kendimi feda edebilirim. Hiç sorun değil. Ve eğer kaybedersem, yerime bak olur mu Akutagawa?"

"Yakalanmanızı istemiyorum Dazai-san. Yerinize geçmek de istemiyorum."

"Bu sadece bir ihtimal Akutagawa."

"Yakalanmamanız için elimden geleni yapacağım Dazai-san. Gerekirse suçu üstüme bile alırım."

"Hayır, Akutagawa. Böyle bir şey yapmanı istemiyorum. Benim yüzümden ceza çekme. Hem, hala Nakajima Atsushi ile işlerin var." Dazai bunu söyledikten sonra Akutagawa'nın aklına gelmişti bu, tamamen unutmuştu oysa. "Pek olmayacak gibi duruyor Dazai-san."

"Neden?"

"Ona aşık olduğuma inanmıyor." dedi. Bulundukları yerdeki kayalardan birisine oturdu. Dazai de onun yanındaki kayaya geçti. "İnanması için bana güvenmesi gerekiyormuş."

"Güvenini kazan o zaman?"

"Kazanacağım. Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum." Eline bir taş alıp onu dibi görünmeyen uçuruma fırlattı. "Sizce ne yapabilirim Dazai-san?"

"Ona bir söz verebilirsin. Onun hoşuna gidecek bir söz." Bu kulağa mantıklı gelmişti. Akutagawa, "Ne sözü verebilirim ki?" diye sordu.

"Bilmem. Onun amacı doğrultusunda bir söz ver."

"İnsanları vampirlerden kurtarmaya çalışıyor. Ben ise kanları için insanları öldürüyorum."

"O zaman bununla ilgili bir söz ver. Bir süre belirle, o süre içerisinde sözünü tutacağını söyle ve tut. Eğer tutarsan, sana güvenmesi gerektiğini söyle."

"Mantıklı. Teşekkür ederim Dazai-san."

"Bir şey değil Akutagawa. Ama vakit kaybetmeden, hemen söyle. Bu işler beklemeye gelmez."

"Öyleyse şimdi gidiyorum Dazai-san. Balo biteli çok oldu. Sanırım eve gitmiştir." dedi ve ayağa kalktı. Dazai'ye görüşürüz diyip ordan ayrıldı.

Şehrin tenha sokaklarından ilerleyerek Atsushi'nin evine ulaştı. Onun evine giderken, söyleyeceği her şeyi bir bir aklında kurmuştu. Bir aksilik çıkmamasını umuyordu. "Eğer bunu kabul ederse sözümü tutacağım ve Nakajima bana güvenecek." diyordu kendi kendine. Geçen gün yağmur yağdığı zaman girdiği pencereye yaklaştı yine.

ᴀᴠᴄɪ || shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin