ᴀᴠᴄɪ || shin soukoku

xᴠɪɪɪ

Arkadaşlar ulti açtım galiba iki günde üç bölüm qjajaxjsaksjqw

•
•
•

"Atsushi..." Akutagawa acı ile inledi. "Atsushi... Eğer bu durumda senin kanını içersem... Çok canın yanacak... Lütfen kaç... Kaç!"

Atsushi donup kalmıştı, hareket edemiyordu.

Akutagawa kafasını elleri arasına aldı, kontrolü kaybetmemeye çalışıyordu. Bir yandan da Atsushi'ye kaçmasını söylüyordu.

Atsushi onu öyle görünce çok korkmuştu ama korkmasından ziyade Akutagawa'nın çektiği o acıyı hissediyordu sanki.

"Atsushi... Git artık!"

"Akutagawa..." Atsushi ona gülümsedi. "Şu anda etrafında benden başka hiçbir insan yok. Ve bir söz verdin hatırlıyor musun? Sivillerin kanlarını içemezsin."

Akutagawa öksürmeye başlamıştı. Atsushi devam etti sözüne.

"Beni buraya getirdiğin için bu malikanedeki diğer vampirler de sana kızgındır, haksız mıyım? Ayrıca gidip onlara sorana kadar sen kontrolünü kaybetmiş olacaksın."

Akutagawa acı çekerken gülümsedi. "Çok zekisin." Önüne gelen saçlarını geriye attı. Titiriyordu. Kan istiyordu, o kadar susamıştı ki! "Ama dediğim gibi Atsushi..."

"Eski dostumu bu halde bırakmayacağımı biliyorsun değil mi?"

Üstündeki gömleğin birkaç düğmesini açtı ve boynunu açığa çıkardı Atsushi. Akutagawa'nın yatağına oturdu, kollarını iki yana açtı.

"Seninle vampir-avcı olarak karşılaştığımız ilk günden beri kanımı arzulamıyor muydun? O gün bugün, Akutagawa."

"Yapma... Atsushi- Agh!" Akutagawa artık kendini tutamıyordu daha fazla. Aklı o kadar çok kan ile bulanmıştı ki! Kan kan ve kan! Çok susamıştı ve doya doya kan içmek istiyordu!

Atsushi komidinin çekmecesinde bulduğu çakı ile elinin küçük bir kısmını kesti, kan akması için.

Ve bu konu Akutagawa'yı kendine çekecekti. Çünkü daha fazla inat edip acı çekmesini istemiyordu.

Akutagawa kontrolünü kaybetmişti.
Kana susamış bir canavar edası ile Atsushi'nin üstüne doğru koştu ve dişlerini onun boynuna geçirdi.

Sivri dişler yavaşça beyaz renkli boyunu delerek akan kan ile beyaz rengi kırmızıyla süsledi. Beyaz boyunun sahibi, üstündeki vampir tarafından yavaşça yatağa bastırılmıştı.

Atsushi, sırtı yatak ile buluştuğunda kendini serbest bıraktı. Kanının çekildiğini iliklerine kadar hissediyordu. Akutagawa'nın sivri dişleri damarlarında dolaşıyordu ve dili ise hoş şeyler yapmıyordu.

Atsushi o dilin neden öyle şeyler yaptığını kavrayamadı. Sonuçta, daha önce hiçbir vampir onu ısırmamıştı.

Ama bu dil konusunun vampir kanını emme ile doğrudan bir ilgisi var mı tartışılır.

Atsushi eli ile çarşafı sıkıyordu, bu kadar canının acıyacağını düşünmemişti. Kanını kaybettiği için üşümeye başlamıştı ama üşümekle beraber, yanakları da yanıyordu. Bu vücudunun bir çelişkisiydi.

Akutagawa, Atsushi'nin çarşafı sıkan elinin üstüne kendi elini koyup onu yatağa bastırdı. Sonra da dişlerini onun boynundan çıkardı.

Kafasını kaldırıp Atsushi'nin yüzüne baktı. "Atsushi..." Atsushi'nin terden alnına yapışmış saçlarını geriye attı.