1.1K 135 240
                                    

Chuuya onun kolundan tutup onu kaldırdı. Atsushi sızlanarak toplantı odasına doğru yürümeye başlamıştı. Odanın kapısının önüne geldiklerinde, "Ciddi ol ve yanlış bir harekette bulunma. Ben sana söylemedikçe de konuşma." dedi. Atsushi başı ile onayladı ve odadan içeri girip birer koltuğa yerleştiler.

Toplantı boyunca soruların çoğu Chuuya'ya yöneltilmiş ve bu nedenle de soruları o cevaplamıştı, Atsushi sadece yanında oturup konuşanları dinlemişti. Henüz yeni olduğu için de ona pek söz hakkı düşmüyordu toplantıda.

Toplantı başkanı kafasını Atsushi'ye çevirdi, onu baştan aşağıya süzdü. Atsushi üstünde dolaşan bir çift gözden rahatsız olmuş olacak ki, olduğu yerde kıpırdandı. Toplantı başkanı boğazını temizleyerek konuşmaya başladı. "Nakajima Atsushi, değil mi?"

Atsushi evet anlamında başını salladı. Gerilmişti. Toplantı başkanı ona bir soru mu soracaktı ki?

"Geçen gün vampir Akutagawa Ryunosuke ile çok yakından savaşmışsın." Atsushi şaşırdı. Bütün herkes bu iki vampirin ismini biliyordu, o kadar güçlü ve önemliydiler demek.

"Evet efendim." Atsushi şakaklarından dökülen soğuk tere aldırmamaya çalışıyordu. O vampirin ismini duyduğunda, hatta ondan bahsedildiğinde bile tüyleri diken diken oluyor, ürperiyordu.

"Chuuya'nın söylediklerine göre senin kanını içmiş." Başkanın bakışları bir hayli ciddiydi, şimdi ise daha da ciddileşmişti. Atsushi başını salladı olumlu anlamda, daha sonra ekledi. "Ama sadece eline bulaşan küçük bir kısmını."

"Bu yeter de artar bile."

"Üzgünüm efendim."

"Nakajima Atsushi," diyerek ayağa kalktı başkan. "Bundan böyle seni yem olarak kullanacağız. O vampiri kendine çekeceksin, sana gelecek, kanın için. Chuuya'nın söylediklerine göre kanının peşinden koşacak kadar sevmiş çünkü. Vampiri kendine çektiğinde hep birlikte saldıracağız, sonra da onu mağlup edeceğiz." Atsushi söylenen bu sözlerden sonra adeta buz kesilmişti. Yem olma fikri hiç de iç açıcı bir fikir gibi gelmiyordu, aksine bu fikir oldukça korkutucuydu. Akutagawa'nın vahşi yüzünü aklına getirdi Atsushi. Yutkundu. O vampirin yemi olmak gerçekten ölümden farksızdı. Atsushi yaşamayı seven, hayat dolu bir insandı. Böyle birisi için ölüm hiç de cazip gelmiyordu tabiki.

"Emin misiniz efendim?" Atsushi'nin sesinde tedirginlik vardı. Yanında oturan ekip arkadaşı Chuuya, onu hafifçe dirseği yardımıyla dürttü. Atsushi kafasını ona çevirdi, gördüğü şey Chuuya'nın sinirli, iğneleyici bakışlarıydı.

"Tereddüt mü ediyorsun Atsushi? Yapamaz mısın bunu yoksa?" diye sordu başkan, tek kaşını havaya kaldırarak. Atsushi hızla kafasını iki yana salladı. "Yok yok! Tabiki yapabilirim! Bu görevi üstleneceğim, bana güvenebilirsiniz efendim."

Atsushi bu sözleri söylerken kendine küfürler yağdırıyordu. Bunu kesinlikle yapamayacak, berbat edecekti. Ama kabul etmekten başka da şansı olmadığını düşünüyordu. Birliktekilerin onunla 'korkak kedi' diye dalga geçmesini istemezdi.

Toplantı başkanı toplantıyı sonlandırdıktan sonra, Atsushi Chuuya'ya beklemeden hemen tuvalete yöneldi. Soğuk suyu birkaç kez avuçlarına doldurup yüzüne çarptı. Ellerini lavaboya dayayarak aynada kendisine baktı. "Nakajima Atsushi, hadi ama kendine güven! Sadece yem olacaksın, bu kadar zor olmamalı. Korkma! Korkacak bir şey yok!"

Ama kendine ne kadar bu sözleri söyleyip rahatlatmaya çalışsa da nafileydi. Kalbi heyecan ve korku ile hızla çarpıyor, tekrar o vampirin açlıktan kudurmuş yüzünü göreceği için tedirgindi.

Chuuya kapıyı tıklayarak içeri girdi, Atsushi'nin solgun yüzünü görünce durumu kavramıştı. "Atsushi, iyi görünmüyorsun."

"Evet çünkü iyi değilim Chuuya-san."

ᴀᴠᴄɪ || shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin