xxx

462 47 145
                                    

Hayret! Akutagawa hiçbir insanı öldürmemiş ve hala bulunduğu yerde duruyordu.

Sanki onu bekliyormuş gibiydi.

Atsushi ona seslenerek gitmeyi seçti, "Akutagawa!" dedi ve kılıcını çekti. Bu sefer çok fazla yararlanmak için belki biraz bu kılıcı kullanması gerekebilirdi fakat yine de sevgilisine çok zarar verecek yöntemler kullanmayacaktı.

Çok fazla hatırlayamıyordu anılarını. Yaşadığı hafıza kaybı sebebiyle çoğu yer silikti ama Akutagawa ile bunları konuştuktan sonra biraz daha hatırlamaya başlamıştı.

Bir tanesinde beraber resim yaptıklarını hatırlıyordu. Ondan başladı ilk önce. "Akutagawa! Beni dinle!" Ondan biraz daha uzak bir yere sıçrayıp duyması için bağırdı. "Küçükken beraber resim çizerdik, hatırlıyor musun?"

Akutagawa, Atsushi'nin yüzüne boş boş bakmıştı. Ama Atsushi pes etmeyecekti, anlatmaya devam etti. "Sen... Sen bir ejderha çizmiştin! En sevdiğin kitaptaki ejderha-Ah!" Sonda konuşurken darbe yediği için sözü yarıda kesilmişti.

"Hadi Aku! Kendine gel de beraber ejderha çizelim!"

Akutagawa pek buna niyetli görünmüyordu. Onun yerine Atsushi'ye saldırmaya karar vermişti. Ona ölümcül siyah kumaşlarından birkaç tanesini gönderdi.

"O küçük yaşında kitapları ve kitap okumayı seviyordun hatta bana kitap okuyordun Aku." Kumaşlardan birisini kesmişti, diğerini kesmhe fırsat kalmadan duvara doğru fırlatılmıştı.

Hala işe yaramıyordu bu anıları hatırlatmak. Atsushi umutsuzluğa kapılıyordu yavaş yavaş. Yattığı yerden doğruldu, oturur pozisyondaydı ki Akutagawa korkunç bir çığlık atmıştı.

Bu çığlık Atsushi'nin kafasında yankılandı ve bir şeyleri hatırlamasını sağlamıştı.

Flashback

O akşam her şey normaldi. Çocuklar kendi aralarında oyun oynuyorlardı, bazıları kafasına atılan oyuncaklar yüzünden ağlıyordu. Atsushi bu çocuklarla oyun oynamaya çalıştığında dışlandığı için artık onlarla oyun oynamaya çalışmayı bırakmıştı. Akutagawa'nın en son okuduğu kitabı anlatışını dinliyordu.

Onun okuduğu şeyleri anlatması hoşuna gidiyordu. Kendisi okuyamıyordu ama Akutagawa sayesinde ilginç şeyler öğrenebiliyor ya da Hansel ve Gretel'in şeker ve çikolatadan evlerinin hikayesini dinleyebiliyordu. Küçük bir çocuk için bunlar çok büyük şeylerdi.

Akutagawa'yı dinlerken gözlerinin parlayışı Akutagawa'yı mutlu ediyor, Akutagawa gülümsüyor ve daha da heyecanlı anlatıyordu. Yüzünde küçük bir tebessüm oluşmuştu.

Ama bu tebessüm, odadan içeriye bir vampirin girmesiyle silinmişti.

Çocuklardan birini yakalayan vampir acımasızca çocuğun kanını sonuna kadar bitirerek onu diğer tarafa kavuşturmuştu.

Atsushi daha olayın farkına varamamış korkuyla olanları izlerken bedenini hareket ettiremiyordu. Akutagawa bunu farketmiş, Atsushi'nin kolundan tutup onu başka bir odaya götürmüştü.

"Susi! Tamam, sakin ol..." Atsushi titrerken aslında Akutagawa'nın da ondan bir farkı yoktu ama Atsushi bunu daha fazla belli ediyordu sadece.

Akutagawa usulca Atsushi'ye sarıldı, sonra da hızlıca geri çekildi çünkü sarılmaya vakit yoktu. Odadaki dolaplardan birini açtı ve Atsushi'yi oraya soktu. "Burda kal, ben de başka birine saklanacağım tamam mı? Sakın sesini çıkarma."

"Ru...ru..." Atsushi, Akutagawa'nın kolunu sıkmış bırakmıyordu. "Sen de gel..."

"İkimizi aynı yerde bulmaları kötü olur."

ᴀᴠᴄɪ || shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin