xxxɪɪ

512 48 222
                                    

Lucy Akutagawa'ya öldürücü bir bakış atıp salona geçti. Ne kadar sinirli olsa da kalbinin bir tarafında fırtınalar kopuyordu kızcağızın.

Beraber salona geçtiler. Lucy koltuklardan birine oturdu, onun karşısındaki koltuğa da Akutagawa ve Atsushi oturmuştu.

Atsushi yutkundu. Bunu Lucy'ye açıklamak ona düşüyordu. Kafasını Lucy'ye çevirdi Atsushi. Lucy'nin yüz ifadesi kızgın ama aynı zamanda da hüzünlü gibiydi. Bu sefer de Akutagawa'ya döndü. Akutagawa'nın yüzünden kıskançlığı çok net okunuyordu ve bu Atsushi'yi daha da germişti.

"Lucy, biz Akutagawa ile sevgiliyiz.." Atsushi biraz daha beklerse nasıl söyleyeceğini bilmediğinden birden söyleyivermişti.

Lucy yumruklarını sıktı ve tırnaklarının avucuna geçmesine sebep olmuştu. Tırnakları git gide avucuna iz çıkarırken Atsushi'ye baktı. "Nasıl?"

"Basbaya... Sevgili işte." Atsushi alt dudağını ısırdı. Ortam o kadar gerilmişti ki! Böyle ortamlardan hiç hoşlanmıyordu.

Atsushi stresten soğuk soğuk terliyordu, Lucy şaşkınlığını yanında üzgündü.

Akutagawa ise gülümsüyordu.

Lucy'ye karşı bir zafer kazanmışcasına sırıtıyordu. Halinden çok memnundu.

"Sen bir avcısın Atsushi! Bu herif ise bir vampir! Siz nasıl birlikte olabilirsiniz?! Mantıken bile uyuşmuyor!"

"Aşkın mantığa ihtiyacı yoktur fahişe pembesi." Bunu söyleyen Akutagawa'ydı. Atsushi daha fazla bir şey diyemeyeceğini hissettiğinden konuşmayı Akutagawa'ya bırakmıştı.

Akutagawa Atsushi'nin elinin üstüne koydu elini. "Biz birbirimize aşığız ve bunu kimse bozmayacak anladın mı? Mantığa ihtiyacımız yok."

Lucy sadece anlık kırgınlığı ile yükselmişti birden. Bu durum fazlaca koyuyordu. Akutagawa diye birisi yoktu önceden ve birden gelivermişti, bu kadar kısa sürede nasıl olmuştu da Atsushi'yi onun ellerinden koparıp çalabilmişti?

Atsushi ise daha fazla bir şey söylemiyor, Lucy'ye mahcup bir ifade ile bakıyordu. Lucy ağlayacağını hissetmişti, titriyordu. Ayağa kalktı ve hızlıca odadan ayrılıp kapıyı çarparak evden çıktı.

"Neden bu kadar sert çıkıştın?" Atsushi, Akutagawa'ya sordu. Hayır, yanlış anlamayın. Ona kızmıyordu. Sadece merakını gidermeye çalışıyordu.

"Olması gerekeni yaptım."

"Yakında deşifre olacağız gibi geliyor."

"Deşifre olsak ne olur? Yine beraber olmayacak mıyız?"

Atsushi koltuğun yaptıklarından birisini kucağına çekti. "Ben Avcılar Birliği'ne ihanet etmiş oluyorum. Bu yüzden beni asarlar..."

"Asamazlar." Akutagawa çok emin konuşmuştu. "Seni kaçıracağım."

"Ha-?" Atsushi'nin tepkisi şaşırdığını belli ediyordu. "Kaçırmak? Nereye? Kız mı kaçırıyorsun Akutagawa?"

Akutagawa bir kahkaha attı. "Güzel espri. Ama hayır. Çok uzaklara kaçacağız."

"Burdaki herkesi bırakıp mı?"

"Hmhm." Akutagawa Atsushi'nin kucağındaki yastığı alıp kafasını onun dizlerine koyarak uzandı. Atsushi de gülümseyerek onun saçlarıyla oynamaya başladı. "Geçen gece beni tepeye götürdüğünde, konuştuğumuz şeyleri hatırlıyor musun?" diye sordu Atsushi.

Akutagawa kafasını salladı. "Bir kısmını."

"Yaşlanma konusu ile ilgili olanı hatırlıyor musun?"

ᴀᴠᴄɪ || shin soukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin