1-Düşük Tehlikesi

1.6K 153 221
                                    

Oy sınırı 50, yorum sınırı 100. İyi okumalar ve iyi bayramlar.

James Potter pek çok açıdan harika biriydi. Harika bir insandı. Harika bir arkadaştı. Harika bir öğrenciydi. Harika bir evlattı. Harika bir sevgiliydi. Ama aynı zamanda berbat bir eski sevgili ve berbat bir baba adayıydı.

Berbat bir baba adayı olmasının sebebinin bebeğinin annesinin ben olmamdan kaynaklandığından emindim tabii. Eğer bebeğine hamile olan kişi ben değil de Lily olsaydı sevincinden havalara uçar, Lily'nin bir dediğini iki etmezdi. Benimse yüzüme bile bakmıyordu. Sadece düzenli aralıklarla mektup yazıp bir ihtiyacım olup olmadığını soruyordu.

Ona ihtiyacım vardı ama bunu asla yazmayacaktım. Yazsam da bir işe yaramazdı zaten. Sonuçta bana geri dönmesi için bilerek hamile kaldığımı düşünüyordu. Ne kadar öyle olmadığını söylesem de bana inanmamıştı.

Mektuplarına hiçbir zaman cevap yazmasamda bana düzenli olarak bir şeyler göndermeye devam etti. Vicdanını bu şekilde rahatlatmaya çalışıyor olmalıydı ama gönderdiği hiçbir şeyi almadım.

Küçük bir evim olmasına rağmen kazandığım paranın büyük bir kısmı kiraya gidiyordu. Diğer ihtiyaçlarımı karşılayabilmek içinse sürekli mesaiye kalıyordum. Ama yine de bana bu şekilde davranan bir adamdan hiçbir şey almayacağım konusunda kendime söz vermiştim ve içinde bulunduğum durumda iş yerinde geçirdiğim her dakika benim için eziyet olsa da kendime verdiğim sözü tutacaktım.

İş yerindeyken geçmek bilmeyen mide bulantılarıma ek olarak sanki dünyanın en büyük suçunu işlemişim gibi davranan insanlarla doluydu etrafım. Herkes James'in bana geri dönmesi için bilerek hamile kaldığımı konuşuyordu. Lily ve James'in ayrılmasına sebep olan, kendi istekleri için bir bebeği kullanan rezil insanın tekiydim.

Kimse kazara hamile kalma ihtimalim olduğunu düşünmüyordu. Ya da James'in neden Lily'ye bu kadar aşıkken benimle sevgili olup birlikte olduğunu da.

Kimseye bir kötülüğüm dokunmamıştı ama herkes benden nefret ediyordu. Sanki herkes Lily ve James'in kavuşmasını bekliyordu da ben bebeğimle ortaya çıkarak hayallerini yerle bir etmişim gibi davranıyorlardı.

Hiç iştahım olmamasına rağmen mola saatimde çantamdan çıkardığım tostu masamın üzerine koydum. Büro arkadaşlarım Marlene ve Mary'nin ters bakışları üzerimdeyken de tostumdan bir ısırık aldım. Sonra da bakışlarından uzaklaşmak istediğim için tostu çantama geri koyup ayağa kalktım. Boş bir yer bulup yemeğimi orada yiyecektim.

Bürodan çıktığımda ters bakışlar azalmak yerine arttı. Herkesin bakışları önce karnımı buluyor, sonra da bir şeyler homurdanıyorlardı. İşin daha da kötü yanı homurdandıkları şeyleri duyuyordum. Gerçi onların da bunu benden gizlemek gibi bir dertleri yoktu.

İçimi çekerek yürümeye devam ettiğimde bakışlarım yan yana yürüyen James'le Sirius'u buldu. İkimiz de Bakanlık'ta çalıştığımız için zaman zaman James'le karşılaşıyor olsak da benimle hiç konuşmuyordu.

Elini zaten dağınık olan saçlarından geçirip daha da dağıttığında zihnimin bir an için sevgili olduğumuz günlere gitmesine engel olamadım. O günler en mutlu olduğum günlerdi. Her ne kadar sonrasında bana sadece gözyaşı olarak dönmüş olsalar bile.

Zihnimdeki anılardan kendimi aniden yerde bulmamla koparıldığımda dudaklarımdan acı bir inilti döküldü. Beni yere kimin düşürdüğünü fark etmemiştim ama her kimse bunu kasten yapmış olmalıydı. Ya da ben git gide daha çok paranoyak oluyordum.

İSTENMEYEN 【James Potter】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin