25-Baba Kız Gecesi

988 169 160
                                    

Oy sınırı 120, yorum sınırı 150. İyi okumalar.

James

Uykumdan yüzüme çarpan tokatla uyandığımda bakışlarım bana bakan bir çift mavi iri gözle buluştu. Sonra Rose bir kez daha yanağıma sert bir tokat attı.

"Rose uyumuyor." dedi Violet, Rose yüzüme üçüncü tokadı indirirken onu kucağında tutuyordu. "Madem kızımla aranda bağ kurmak istiyorsun onunla bu gece sen ilgilen."

"Ben mi ingileneyim?" diye sordum şaşkınlık dolu bir ses tonuyla ve doğrulup gözlüğümü taktığım an Violet, Rose'u kucağıma bırakınca Rose da en az benim kadar şaşırmış göründü.

"Ağlarsa asandan baloncuk çıkar." dedi Violet yatağıma uzanırken. "Karnını doyurdum, altı da temiz."

Rose bir bana bir de yatağa uzanan annesine baktıktan sonra elini yanağımda gezdirdi. Sonra da bana bir kez daha tokat attı.

"Ayıp oluyor ama kızım." diye söylendim. "Babaya vurulur mu?"

Cevabı evet olacak ki yüzüme bir kez daha tokat attı. Ayağa kalkıp onu halının üzerine bıraktığımdaysa saat gecenin ikisi değilmiş gibi bir enerjiyle emekleyerek benden kaçmaya başladı.

"Hey küçük insan." diye seslendim. "Kapı kapalı nereye kaçıyorsun?"

Rose beni duymazdan gelerek kapıya kadar emekledikten sonra kapıya tutunarak ayağa kalkmayı denedi ama bu girişimi bezli poposunun üzerine düşmesiyle sonuçlandı. Sonra da düştüğü yerde elini ağzına götürüp emmeye başladı.

Onu korkutup ağlatmak istemediğim için temkinli bir şekilde yanına yaklaştığımda Rose elini ağzından çıkarmadan iri mavi gözlerini bana çevirdi. Tombul kolları tam ısırmalıktı ama bunu yaptığım an çığlığı basacağını bildiğimden onu ısırma isteğimi bastırmam gerekiyordu.

"Odana gidip oyun oynayalım mı Rosie?"

Rose her on bir aylık bebekten beklenileceği gibi soruma bir cevap vermezken tereddütlü bir şekilde onu kucağıma aldım. Sonra da Rose kısa bir süre yüzüme baktıktan sonra gözlüğümü avuçlayıp yere attı.

Kucağımda Rose'la birlikte eğilip gözlüğümü yerden aldıktan sonra gözlüğümü takıp Rose'u bu kez arkası bana dönük olacak şekilde kucakladım. Sonra da onunla birlikte odadan çıkıp onun için hazırladığımız odaya yöneldim.

Rose odasına yürüdüğümüz süre boyunca hızlı hızlı ne anlama geldiğini anlayamadığım şeyler söyledi. Ben de ne dediğini anlayamasam da Violet'in yaptığı gibi onu anlıyormuş gibi konuşmaya karar verdim.

"Duvarların rengini mavi yapalım mı diyorsun?"

Rose soruma karşılık hızlı hızlı konuşmaya devam ettiğinde, "Olur kızım." dedim saçlarına minik bir öpücük kondurarak. "Sen nasıl istiyorsan."

Ve bir başka hızlı hızlı konuşma daha.

Konuşa konuşa odasına ulaştığımızda odanın kapısını kapatıp Rose'u halının üzerine bıraktım. Rose'sa etrafına bakındıktan sonra, "Anne." diyerek ağlamaya başladı.

"Anne uyuyor Rosie." dedim asamı havaya doğrultup baloncuklar çıkarırken. "İkimiz baloncuklarla oynayacağız şimdi bak."

Rose baloncuklara rağmen ağlamayı bırakmazken kapıya doğru emekleyip, "Anne!" diye seslendi. Sonra da bir kez daha kapıya tutunarak ayağa kalkmayı deneyip bezli poposunun üzerine düştü.

Bir yandan anne deyip bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettiğinde yerdeki peluş geyiği alıp havaya kaldırdım. "Rosie bak." dedim sonra da. "Burada ne var?"

Violet, Rose'un peluş geyiğini çok sevdiğini söylemişti ama bu oyuncak da ağlamasını durdurmak için yeterli olmamıştı.

Violet'i uyandırmak istemediğim için Rose'un ağlamasını tek başıma durdurmanın bir yolunu ararken aklıma gelen fikirle aniden geyiğe dönüştüm. Aynı anda Rose da ağlamayı bırakıp bana bakakaldı.

Kızım insanlardan ziyade hayvanları seviyor olacak ki beni minik eliyle yanına çağırdığında yavaşça ona doğru ilerledim. Sonra da başımı ona zarar vermeyecek şekilde eğdim.

Rose elini geyik hâlimin yüzünde gezdirdikten sonra kıkır kıkır güldü. Bir an sonraysa geyik hâlimin bacaklarına tutunarak ayağa kalktı.

"Gegi." dedi sonra da kendine has tatlı diliyle. "Gegi. Gegi. Gegi."

Ellerini çırpmak için bacaklarımdan ayırmasıyla yere düşmesi bir olurken yere düşmüş olmasını umursamadan sevinçle el çırptı. "Gegi." dedi sonra da bir kez daha. "Gegi. Gegi. Gegi."

***
"Rose dün gece ağladı mı?" diye sordu Violet ertesi sabah, Rose'a yumurta yedirmeye çalışıyordu ama normalde fazlasıyla obur olan Rose yumurtayı yememek konusunda büyük bir direnç gösteriyordu.

"Ağladı ama ağlamasını durdurmayı başardım."

"Nasıl başardın? Baloncuklarla mı?"

"Hayır geyiğe dönüştüm."

Violet dediğim şeyle birlikte bana bakakaldığında Rose da fırsattan istifade yumurta olan tabağı yere fırlattı. Sonra da başarısından dolayı sevinçle el çırptı.

"Geyiğe mi dönüştün?"

"Evet. Rosie kesinlikle geyik hâlimi insan hâlimden daha çok seviyor."

"Geyiklere karşı özel bir ilgisi var." diye mırıldandı Violet asasıyla yeri temizlerken.

"Babası Çatalak ya ondandır."

Cümlemi uzun bir sessizlik takip ettiğinde, "Potter dün olanlar bir hataydı." dedi Violet ayağa kalkıp Rose için mama hazırlarken. Bana inatla Potter diyordu ve bu durum çok sinir bozucuydu.

"Öpüşmemiz hata değildi."

"Öyleydi ve bir daha tekrarlanmayacak."

"Bu dediğine kendin inanıyor musun?"

Violet sorumla birlikte arkasına dönüp sırtını tezgaha yaslarken kollarını da göğsünde kavuşturdu. "İnanıyorum Potter." dedi sonra da Potter'ı vurgulayarak. "Ayrıca artık yanımda geçici körlüğe sebep olan büyülü gaz taşıyorum. Ve eğer beni bir kez daha bir köşeye sıkıştırmaya yeltenirsen daha sen beni öpemeden yüzüne bundan sıkacağım. Kısacası geçici körlük yaşamak istemiyorsan benden uzak dur."

İSTENMEYEN 【James Potter】Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin